Cüneyt Özdemir, 22 Ekim Cuma günü, Radikal'de, annesine hitaben çok güzel bir yazı yazdı. Cüneyt Özdemir'in, annesi başörtülü, babası askermiş. Ve başörtülü eşi olan bir subayın yaşadığı sıkıntıları ailecek yaşamışlar: "...Sen ki ablama tek bir gün başını ört dememişsin. Sen ki, üç tane Atatürkçü çocuk yetiştirmişsin; nafile... Ah benim öz be öz Ahıska Türkü annem. Bu kafatasçılar senin ve senin gibi başörtülü kadınların Arap olduğunu sanıyorlar. Tek şansın üniversite çağını geçmiş olman. Üniversite çağında olsaydın, tarihin yüz karası utanç odalarına alacaklardı seni... Emekli asker babamın komutanları, başı örtülü bir kadın ile yan yana gelmeyi kendilerine hakaret sayıyorlar. Sana bu kamusal alanlarda yer yok. Ağlama anne, üzme beni... Başının örtüsü yüzünden, biz çocuklarının yanlış anlaşılacağını düşündün durdun bunca yıl. Gizli gizli utandın. Hiç utanma anne... Senden korkanlar, utananlar utansın."
Yazının başlığı "Sıkma başınla sana bu kamusal alanlarda yer yok anne" Tevekkeli değil Cüneyt Özdemir, herkesi anlamaya çalışan, herkese hakkını teslim eden programlar yapıyor. Onu adil olmaya sevk eden, yüreğinde taşıdığı o acı, ailecek uğradıkları o haksızlıktır. Geçmiş mağduriyetler, insanları empati yapıp, demokrat bir çizgiyi benimsemeye sürüklüyor. Meselâ benim hayatımı 27 Mayıs darbesi şekillendirdi. Bu yüzden, özgürlüklere saygılı olmaya gayret ettim; askerin siyasete müdahalesine hep karşı çıktım. Kısacası şerden hayır doğabilir.