Bugüne kadar cemaatle ilişkileri iyi olmasına rağmen, neden böyle bir saldırıyla birdenbire karşı karşıya kaldığı sorusunun cevabını ise, Hanefi Avcı'nın kitabının satır aralarında bulmak mümkün: "Cemaat, İstihbarat ve Kaçakçılık Organize Suçlarla Mücadele'yi (KOM) Daire elinde tutmak ister. Çünkü İstihbarat ve KOM, yurt sathında geniş bir dinleme ağına sahip. KOM Şube Müdürü Emin Aslan'a operasyon bu yüzden yapıldı. Zaten Faruk Ünsal'ın da KOM Daire Başkanlığı'na gelme ihtimali vardı; onu da bu sebepten dolayı ekarte ettiler. Bana ise, Emin Aslan'a sahip çıktığım için cephe aldılar."
***
Emniyet içinde birbirinin ayağını kaydırmak isteyenler bulunabilir. Bu işi yapanlardan bazıları, kendilerini
"Cemaatin adamı" diye tanıtmış da olabilir. Ama buradan yola çıkarak, farklı suç isnatlarına muhatap kalan Emniyetçilerin tümünü suçsuz ilan etmek ve operasyonu yapan ya da soruşturmayı yürüten herkesi
"Fethullahçı" diye damgalamak olmaz. Avcı,
"her taşın altında Fethullahçı aradığı için", bir de kitabın zamanlaması düşünüldüğünde,
"Kime hizmet ediyor?" sorusu da gündeme geliyor. Emniyet müdürlerinin tümü suçsuz olabilir. Ama mahkemeler, bu suçsuzluğun tespiti için var. Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir, Sakarya Emniyet Müdürü Faruk Ünsal, İzmir Emniyet Müdür yardımcıları Mustafa Gülcü ve Celal Uzunkaya, KOM Şube Müdürü Emin Aslan, aynı Hanefi Avcı gibi,
"Fethullahçı polislerin ve savcıların kurbanıyız" diye ortaya çıksalar, meslek adabını ve geleneğini ayaklar altına alsalar, mutlaka çok sayıda destekçi bulabilirlerdi. Bu yanlışı sadece Hanefi Avcı yaptı. Kimlerin onu alkışladığını görür ve
"Aydınlıkçıların" seviyesine düştüğünü fark ederse, hatasını anlayacaktır.