Tayyip Erdoğan, AK Parti İl Başkanları toplantısında bir konuşma yaptı. % 42'nin korkularını gündeme getirirken, samimi yürekten gelen sözler sarf etti. "El insaf" dedi. "8 yıldır iktidardayız. Daha önce de belediye başkanlığı yaptık. Hayat tarzlarına bir müdahale oldu mu?" diye sordu.
Korkuları yatıştırmak kolay değil. Çünkü bu ruh hali, yıllardır "psikolojik harekâtla" desteklendi. Refah Partisi'nin 1994'te büyük şehirlerin belediye başkanlıklarını kazanmasından sonra, "Derin devlette" tehlike çanları çalmaya başladı. 28 Şubat'ta da, irtica PKK'dan da daha öncelikli tehdit haline getirildi kırmızı kitapta. Korkular, gazete manşetleriyle ve askerlerin verdiği brifinglerle beslendi. AK Parti'yi iktidardan söküp atamamanın yarattığı infial ve tepki de, "korkuyorum/ endişeliyim" söylemine siyasi ve ideolojik bir içerik kazandırdı. AK Parti'den korkmak, neredeyse, "Beyaz Türk" olmanın gereği gibi görüldü.
Erdoğan, farklı kitlelere kendisini anlatmaya çalışadursun, bu korkunun içinde biraz da tepeden bakma ve muhatabını aşağılama da var. Bir de, imtiyazlı durumunu kaybetme endişesi, bir daha eskiye dönülemeyeceğinin öngörüsü.
Çok karışık bir ruh hali; Allah şifa versin.