Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararı yoğun gündem içinde güme gitti. "Yürütme, Yargı'yı ele geçiriyor. Kuvvetler ayrılığı ilkesi zedeleniyor" iddialarının ne kadar "yalan/yanlış" olduğunu bu gerekçeli karar gözler önüne seriyor. Söz konusu iddiaları seslendiren YARSAV ya da TÜSİAD başkanları veyahut anlı/şanlı köşe yazarları acaba biraz mahcup oldular mı?
İşte Anayasa Mahkemesi'nin, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'yla (HSYK) ilgili gerekçeli kararından bir bölüm: "Kurul'un üye sayısı arttırılıyor, seçmen tabanı genişletiliyor, Kurul üyelerinin çoğunun yargıçlar tarafından doğrudan seçilmesi kabul ediliyor, Kurul kendi sekretaryasına kavuşturuluyor, Teftiş Kurulu, HSYK'ya bağlanıyor, böylece özerk yapısı güçlendiriliyor. Cumhurbaşkanının Kurul'a üye ataması sınırlandırılıyor; Adalet Bakanı'nın dairelerin çalışmasına katılması yasaklanıyor ve bakanın Teftiş Kurulu üzerindeki mutlak kontrolü kaldırılıyor. Böylece Yürütme'nin, Kurul üzerindeki etkisi belli ölçüde azaltılıyor. Kurul kararlarının kısmen de olsa yargı denetimine açılması da, hukuk devletinin güçlendirilmesine yönelik bir adımdır."
Bu gerekçeli kararı, TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner'in, YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan'ın, HSYK Başkanvekili Kadir Özbek'in, CHP'nin eski genel başkanı Deniz Baykal'ın, CHP eski Grup Başkanvekili Şahin Mengü'nün ve tartışma programlarında "HSYK'nın yapısı değiştirilmek suretiyle sivil dikta kuruluyor" iddiasını seslendiren çok sayıda meslektaşımızın dikkatine sunuyoruz.