Birkaç gün süreyle referandumun bize ne getireceğini sütunumda anlatmak isterim. Maalesef, vatandaş oylamaya, dezenformasyon bombardımanı altında gidiyor. Peşinen fikrimi söyleyeyim: Söz konusu anayasa değişikliği, ne müthiş bir demokratik düzenlemedir, ne de iktidarın yargıyı ele geçirme projesinin bir parçası.
1982 Anayasası, daha önce de defalarca değişti. Şimdi de değişiyor. Önceden, her parti TBMM bünyesinde kurulan Uzlaşma Komisyonu'na üye vermiş, değişiklikler bu Komisyon'da konuşulmuş ve üzerinde mutabakat sağlananlar, Genel Kurul'a getirilmişti. Bu defa öyle yapılamadı. CHP, Uzlaşma Komisyonu'na üye vermeyi reddetti.
Neden reddetti? Çünkü öncelikle, anayasanın 83. maddesinin ele alınmasını, milletvekilliği dokunulmazlığının sınırlandırılmasını arzu ediyordu. Bu gerçekleşmeden, Deniz Baykal, Uzlaşma Komisyonu'na CHP'li üye yollamaya yanaşmıyordu. Uzlaşma Komisyonu faaliyete geçemediği için, partiler arası işbirliği de oluşamadı.
Anayasa değişikliği, tek bir partinin dayatması olarak takdim ediliyor ama bir adım geriye gittiğimizde, CHP'nin müzakereye yanaşmayan reddiyeci tavrını görüyoruz. Şuna inanıyorum ki, eğer Kemal Kılıçdaroğlu, daha önce CHP'nin başına geçebilseydi, çok daha kapsamlı bir anayasa değişikliği paketi, CHP'nin katkısıyla ortaya çıkabilecekti. Paket eksik, yeni düzenlemelerde de, kifayetsiz noktalar var. CHP, Meclis müzakereleri sırasında, bu eksiklere dikkat çekti. Ama işbirliğine yanaşmadığı için, sözlerinin ya da eleştirilerinin bir ağırlığı olmadı. Meselâ, niçin Yüksek Öğretim Kurulu'nun yeniden yapılandırılması bu düzenlemede yok. Belli ki, YÖK artık eskisi gibi değil. İktidara daha yakın isimlerden oluşuyor. Bu yüzden, AK Parti, YÖK'ün değiştirilmesine öncelik vermiyor. Aksine işine de geliyor aynen kalması. CHP, "dokunulmazlık" diye zıtlaşacağına, YÖK'ün daha demokratik bir yapıya kavuşturulmasını pazarlık konusu yapabilirdi.
Öte yandan, Adalet Bakanı'nın hâlâ Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda başkanlık yapıp oy kullanması da, en fazla tenkit edilen hususlardan biri. Keşke Uzlaşma Komisyonu'nda, CHP bu düşüncelerini dile getirip, AK Parti'yi zorlayabilseydi. Ama dedik ya, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin'in çağrılarına kulak tıkadı.
Anayasa değişikliği tek bir partinin eseri gibi görünüyor fakat bunda, maalesef CHP'nin de büyük günahı var.