8'inci Uluslararası Türkçe Olimpiyatları'nın açılışı Dolmabahçe Sarayı'ndaydı. Konuşma, yazma, şarkı söyleme, şiir okuma, özel beceriler, kompozisyon vs. gibi dallarda, 120 ülkeden gelen çocuklar, gençler yarışıyor, bizlere de sonuçları dinlerken alkışlamak düşüyor. Alkışlar, sadece gençlere değil. Dünyanın dört bir tarafında bu gençleri yetiştirmek için çabalayan öğretmenlere, Gülen cemaatinin öncülüğünde, o okullara yatırım yapan işadamlarına ve esnafa ve tabii ki bu düşünceyi hayata geçiren Fethullah Gülen'e.
120 ülke arasında nereleri yok ki... Bir kere bütün Türk Cumhuriyetleri. Ayrıca, Burkina Faso'dan Etiyopya, Güney Kore, Gabon ve Gana'ya kadar. Japonya, İngiltere, Amerika, İskoçya, Kanada, Meksika... aklınıza neresi gelirse gelsin, her yerde bir Türk okulu var. Fethullah Gülen işadamlarına diyor ki: "Biz bu okullarla o ülkelere köprüleri kurduk. Her gittiğiniz ülkede mesleğinde sivrilmiş, bürokraside yükselmiş, Türkçe konuşan, Türkiye'ye sempatiyle bakan kişileri bulabileceksiniz. Onlar size yardımcı olacak."
Birçok orta boylu teşebbüs, Türkiye'den binlerce kilometre uzakta olan yerlere dağılıyorlar ve ticaret yapıyorlar. Okullar, müteşebbislerin bir anlamda lojistiğini oluşturuyor. Dedim ya, muazzam bir sistem. Buz dağının görünmeyen tarafı bunlar. Ama lütfen Türkçe Olimpiyatlarına katılan rengârenk, çeşit çeşit çocukları dinlerken, arkadaki bu Hizmeti şükranla yad etmeyi unutmayınız.
(Beni Twitter'dan da takip edebilirsiniz. Adresim: www.twitter.com/notredamedesion)