Deniz Baykal, "Anayasa paketiyle, anayasa ihlâl ediliyor" diyor; Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, "Anayasa Mahkemesi'yle HSYK'nın, siyasi iktidarın etki alanı içine alındığını" ileri sürüyor. Eski Yargıtay Başkanı Sabih Kanadoğlu, "sivil dikta"dan söz ediyor. Ama hiçbiri, hangi düzenlemeden dolayı böyle konuştuklarını açıklamıyorlar; örnek vermiyorlar. Anayasa Mahkemesi'ne üye atanmasında yapılan yegâne değişiklik, TBMM'nin, Sayıştay'ın ve baro başkanlarının gösterdiği adaylar arasından 3 kişiyi seçmesi. Gerisini, bugün olduğu gibi, gene cumhurbaşkanı, yargı organlarının ve YÖK'ün adayları içinden seçiyor; veyahut gene bugün olduğu gibi, bazı üyeleri doğrudan yani re'sen atıyor. HSYK'da ise, cumhurbaşkanının atayacağı 4 üye dışında, 14 üye, ya Yüksek Yargı tarafından, ya da alt derece mahkemelerinin hâkim ve savcıları tarafından seçilecek. Bir üyeyi ise, Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulu belirleyecek. (Adalet Akademisi'nin 30 üyesinden sadece 8'i Adalet Bakanlığı görevlisi) Peki itiraz niye? Hangi madde, iktidarın yargıyı ele geçirmesi sonucunu doğruyor? İtiraz, bugün 12 Eylül düzeninin bir şekilde ele geçirdiği yargı organlarındaki kast sisteminin kırılmasına.