Anayasa Mahkemesi, bugün Yargıtay Başsavcılığı'nın DTP aleyhine açtığı kapatma davasını esastan görüşecek. Partinin kapatılması için 11 üyenin 7'sinin oyu gerekiyor. AK Parti hakkındaki davada, 6'ya 5 kapatma kararı çıkmış ama bir kişinin eksik olması yüzünden, parti kapatılmaktan kurtulmuştu. Sadece, Hazine yardımının kesilmesi istikametinde hüküm verildi.
DTP'nin, -terör örgütü ile ilişkisi dolayısıyla- kapatılmayı hak edip etmediğini bir kenara bırakarak, objektif bir biçimde konuya girelim.
1) Bu tarz davaların siyasi sonuçları vardır. Çünkü parti kapatmak, aslında ona destek veren millet iradesini zedelemek, yaralamak anlamına gelir.
2) Bir parti kapatılır, yerine aynısı kurulur. Hatta o parti, kapatıldıktan sonra daha da büyüyebilir. Dolayısıyla, siyasi getirisi de yoktur.
3) AK Parti, 7 yıldır iktidarda olmasına rağmen, anayasa değişikliğiyle, partilerin kapatılmasını zorlaştırmak için çaba sarf etmemiştir. Bu açıdan sorumludur. En azından, bir partinin kapatılmasına eylem ve söylemleriyle sebebiyet verenlerin milletvekilliklerinin düşmemesi istikametinde değişikliğe gidebilirdi. Bugünkü uygulamaya göre, parti kapatılınca, sorumlu görülenlere 5 yıllık siyasi yasak geliyor. Milletvekilleri de, parlamento üyeliğini kaybediyor.