Hayret doğrusu! Onur Öymen'in tek bir bıyıkla bu kadar Hitler'e benzeyeceğini hiç zannetmezdim. Hık demiş burnundan düşmüş. Acaba, düşünceler zamanla insanın yüzüne de mi aksediyor? Öymen söylediklerini tevil yoluna sapmadı. Hatta tekrarladı, "Atatürk ayaklanmalara karşı iktidar gibi açılım politikası mı izlemiştir?" diye İzmit'te de sordu. Oysa Atatürk'ün, hem yanlışları olmuştur, hem de, o günkü şartlarda doğru sayılabilecek bir davranış, bugün için insan haklarına aykırıdır. Meselâ bugün, İstiklâl Mahkemelerini kurup, hukukla alâkası olmayan kişileri hâkim olarak atayabilir miyiz? Gene de, Öymen'e, resmi tarihin yanı sıra, Dersim'de olanları, hem de Çağlayangil'in ağzından öğrenmemize fırsat verdiği için teşekkür etmeliyiz.
Çağlayangil'in anlattıkları: "Usule itiraz eden savcı izinli sayıldı. Türkçe bilmeyen, ayrıca okuma yazması da olmayan sanıklara iddianame ve avukat verilmedi. Asılabilsin diye Seyit Rıza'nın yaşı 57'ye indirildi; oğlunun yaşı da 17'den 21'e çıkarıldı... Mağaralara iltica etmişlerdi. Ordu, zehirli gaz kullandı mağaraların kapısının içinden. Bunları fare gibi zehirledi. 7'den 70'e Dersim Kürtlerini kestiler. Hükûmet otoritesi Dersim'e girdi."
Tunceli doğumlu Kemal Kılıçdaroğlu, "Öymen gereğini yapsın" diyerek istifa çağrısında bulundu. Bu çağrının göstermelik olup olmadığını göreceğiz. Öymen gereğini yerine getirmezse, acaba Kılıçdaroğlu kendi açısından "gereğini" yapacak mı? Yani Öymen ile aynı çatı altında kalmayı içine sindirecek mi?