Strazburg Üniversitesi'nde, sergi açılışından önce, Egemen Bağış öğrencilerle sohbet etti; gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. İlgi büyüktü; ayakta kalanlar oldu.
Peki neler konuşuldu? İşte Bağış'ın sözlerinden bazı notlar:
AB'yi, müşterisini diyete sokan doktora benzetiyorum. Diyetisyene giderseniz ve onun size söylediklerini yerine getirirseniz, sağlığınıza kavuşursunuz. Maastricht ve Kopenhag Kriterleri'ni de daha sağlıklı olmak için uyguluyoruz. 27 ülkeye katkı sağladı bu ilkeler. Neden Türkiye'ye faydalı olmasın?
Fransa ile 1483'ten beri diplomatik ilişkilerimiz var. İlk diplomatik ilişkisini Osmanlı, Fransa ile kurmuş. Sarkozy, Türkiye'ye karşı gibi duruyorsa, halkının düşüncesini yansıtıyordur. Biz, Fransız halkının düşüncesini değiştirmeliyiz. O zaman, Sarkozy'nin de tavrı değişir.
Siyaset, Bismarck'ın dediği gibi, mümkün olanı yapabilme sanatı. Demokratikleşme adımlarını, siyasi tablo elverdiği ölçüde atıyoruz.
Türkiye'nin AB yolu, TBMM'den geçiyor.
Müzakere tarihi alınması 45 yıl sürmüş. Suç bizdeydi; meseleye yeterince eğilmemişiz. 2002'den itibaren kafa yorunca, Avrupa tarih vermek zorunda kaldı. Her ülke, bu müzakereleri tamamlamış. Türkiye istisna olmayacak; biz de tamamlayacağız. Ama o noktada, Norveç gibi, "Üye olmuyoruz" diyebiliriz.
Sınırdan gelip teslim oluyorlar. Biz bunun altyapısını yıllar içinde hazırladık; güven kazandık. Seçimler de bunu gösteriyor. 2002'de, genel seçimde oy oranımız % 35 iken, bölgedeki oyumuz % 25 idi. 2007'de, genel oy oranımız % 47'ye çıktı ama yaptığımız hizmetlerle bölgedeki oy oranımızı da % 60'a tırmandırdık. Bize güvenmeseler, inanmasalar, barışın yolu açılmazdı.