Egemen Bağış'ı, AK Parti milletvekili seçildiği günden beri tanıyorum. Çok iyi İngilizce konuştuğunu da biliyorum. Ama yabancılara, Türkiye'nin sorunlarını anlatışına, ilk defa şahit oldum. Son derece ikna edeci bir üslûbu var ve konulara hâkim.
Evvelki akşam Strazburg'un en eski lokantalarından birindeydik. Yemeği, Avrupa Birliği (AB) Brüksel Daimi Temsilcimiz Volkan Bozkır vermişti ve Avrupa Parlamentosu'nun çoğu Türk dostu olan parlamenterlerini Başmüzakereci Egemen Bağış ile biraraya getirmişti.
Volkan Bozkır deyince bir parantez açalım. Hem Özal'ın, hem de Demirel'in cumhurbaşkanlıkları sırasında Özel Kalem Müdürlüğü'nü yaptı. Brüksel'deki görevinden ayrılıyor ve uzun yıllar öncesinden, New York'tan tanıdığı Egemen Bağış ile çalışmak üzere, Ankara'ya, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği'ne atanıyor. Başarılı ve "monşer"likten uzak sempatik bir diplomat.
Avrupalı parlamenterler, Bağış'a hem soru sordu, hem de bazı tavsiyelerde bulundu. Bağış'ın, İngilizceye hâkim olması büyük avantaj; çünkü insanın düşüncesi, ne de olsa lisanıyla sınırlı. Yabancı dil bilmek, tek başına her şey değil ama doğrudan ve sıcak bir diyalog sağladığı için çok şey. Maça bir sıfır avantajlı başlıyorsunuz.
***
Volkan Bozkır, Brüksel'deki görevinden ayrılıp, Ankara'ya dönüyor. Strazburg'un en gözde restoranlarından birinde verdiği akşam yemeği, aynı zamanda bir veda yemeği mahiyetindeydi. Bozkır, konuklarıyla tek tek ilgilendi. Gidiyordu ama işi icabı gene her zaman onlarla birlikte olacaktı.