2008 Avrupa Birliği İlerleme Raporu, HSYK'nın kompozisyonunun, yargıyı bütünüyle temsil etmediğini belirtiyordu.
Venedik Komisyonu Adli Atamalar Raporu'nda ise, "Üyelerin önemli bir çoğunluğu Yargı tarafından seçilmeli; 'Demokratik meşruiyeti' sağlamak amacıyla, geri kalan üyeler, üstün hukuki niteliğe sahip kişiler arasından, Parlamento tarafından seçilebilir" deniliyordu.
Buna mukabil Rıza Türmen (Eski Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Türk hâkimi), Yargıçlar Konseyi raporunda, Parlamento ya da Yürütme'nin, seçim sürecine müdahil olduğu sistemlerin tavsiye edilmediğini söylüyor.
Peki hükûmet, yargı reformu kapsamında HSYK'nın yapısında nasıl bir değişiklik öngörüyor? HSYK'da, gene Yargıtay ve Danıştay üyeleri yer alacak. Yargıtay ve Danıştay, Genel Kurullarınca seçilen üyeleri aracılığıyla temsil edilecek. Ama, bunun yanı sıra, 12 bin hâkim ve savcı, adli ve idari yargıda birinci sınıfa ayrılmış hâkim ve savcılar arasından da HSYK üyelerini seçecekler. Ayrıca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne ve Cumhurbaşkanı'na da HSYK'ya üye atama yetkisi veriliyor. TBMM ya da cumhurbaşkanının seçtiği üyeler, hâkim veya savcı olmayabilir. Hukukçu bir öğretim üyesi, avukat veyahut Adalet Akademisi Yönetim Kurulu üyeleri de HSYK'ya atanabilecek. Fakat, hâkim ve savcıların Kurul'da çoğunlukta olmasına özen gösterilecek.
Eleştirilere ve açıklamalara bakınca, Adalet Bakanı'nın Kurul başkanlığını yürütmesinin AB normlarıyla çelişen bir husus olduğu anlaşılıyor. Buna mukabil, diğer düzenlemeler, AB normlarıyla uyum sağlıyor. Adalet Bakanı yerine, Kurul'a cumhurbaşkanı başkanlık etse, belki ihtilâf ortadan kalkacak.