1 Eylül, Hitler Almanyası'nın Polonya'ya saldırdığı ve İkinci Dünya Savaşı'nı başlattığı tarih... "Dünya Barış Günü" olarak ilân edildi. Bu vesileyle, çok içli, belki de bir kısmınızın bildiği bir hikâyeyi nakletmek isterim.
Korkunç bir savaş... göz gözü görmüyor. Bir asker, komutanından ateş hattında yere yıkılan arkadaşını siperin gerisine getirmek için izin istiyor. Komutan, itiraz ediyor: "Çok tehlikeli. Zaten, bu durumda arkadaşını yaşatmak mümkün olmayacak."
- Hayır komutanım. Ben bunu bir kere denemeliyim. Mutlaka yanına gitmeliyim.
Lâfın gerisini pek dinlemeden fırlıyor; arkadaşının yanına gidiyor ve bir süre sonra gene siperin gerisine dönüyor. Arkadaşının öldüğünü komutanına söylüyor. Komutan,
- Ben sana demiştim. Boşuna hayatını tehlikeye atıp, ateş hattına gittin, diyor.
- Hayır komutanım boşuna gitmedim. Yanına vardığımda, yaşıyordu. Bana 'Geleceğini biliyordum, seni bekliyordum' dedi.
Savaş, nice dostların canını yakıyor, nice yuvalara ateş düşüyor. Terör de öyle. Bu yüzden, çabalar barışa yönelik olmalı.