Köyü sel basar. O sırada imam camide, cemaate vaaz vermektedir. Sel haberini alan köylüler kaçar; sadece imam, Allah'ın kendisini koruyacağını söyleyerek camide kalır. Kısa bir süre sonra, sular camiye ulaşır; imam, minareye kadar çıkar. Sular minarenin ilk katına yükselirken bir tekne imamı kurtarmaya gelir. Ancak, o, "Allah beni korur" diyerek, tekneye binmez. Sular daha da yükselir. İmam ikinci kata tırmanır. Bir tekne daha gelir ama, gene imam, Allah'ın kendisine yardımcı olacağını belirterek, o tekneye de binmeyi reddeder. Sular yükseldikçe yükselir, imam artık minarenin en tepesindedir. Bir helikopter yaklaşır. İmam, helikoptere de binmez. Ve tabii sonunda boğularak ölür. Ahiretin kapısında kendisini melekler karşılar. İmam, hayal kırıklığını belli eder: "Ben hayatımı hep ibadet ederek geçirdim, insanlara iyilik yaptım, günahtan uzak durdum. Yaşadığım köyü sel basınca, herkes kaçtı ben camiyi terk etmedim. Çünkü Allah'ın beni kurtaracağına inanıyordum. Ama görüyorsunuz şimdi buradayım."
Tam o sırada bir ses duyulur: "Sana iki tekne bir helikopter gönderdim, binmedin. Daha ne yapılabilir ki?"