Peygamber Efendimiz, her zamanki gibi meclisinde oturmuş, dostları etrafını halka şeklinde almış, sohbet ediyorlardı. Bu sırada eski elbiseli, fakir bir Müslüman kapıdan içeri girdi; boş bulduğu yere ilişiverdi. Tesadüfen, ileri gelen zenginlerden birisinin yanına oturmuştu. Zengin adam elbisesini toparlayarak, ondan uzaklaştı. Hz. Muhammed durumu fark etmişti; sordu:
-Fakirliğinden sana bir şey geçer mi diye korktun?
-Hayır ya Resulallah.
-Servetinden ona bir pay düşer mi diye çekindin?
-Hayır ya Resulallah.
-Elbisen kirlenir diye mi düşündün?
-Hayır ya Resulallah.
-O halde niçin yanından uzaklaşıp, bir kenara çekildin?
Zengin adam süklüm püklüm olmuştu ve utanmıştı.
Cevap verdi:
-Hata yaptığımı idrak ettim. Telâfi için, servetimin yarısını bu Müslüman kardeşime vermeye hazırım. Beni bağışlayın.
Fukara adam söze girdi:
-Ben bu serveti kabul etmeye hazır değilim.
Cemaat "Niçin?" diye sordu:
-Çünkü, bir gün ben de, servetin verdiği gurur ve kibir ile bir Müslüman kardeşime, bugün bu şahsın bana yaptığı aynı hareketi yapmaktan korkuyorum.