Deniz Feneri davası, Türkiye'nin kaderi açısından meseleye bakıldığında, Ergenekon ile boy ölçüşecek ehemmiyete sahip değil; sadece, Deniz Feneri Derneği'ni, Kanal 7 yetkililerini ve RTÜK Başkanı Zahid Akman'ı ilgilendiriyor. Ama öyle hale getirildi ki, (Tabii bunda maalesef Tayyip Erdoğan'ın da rolü var) neredeyse, Ergenekon'u ve darbe teşebbüslerini gölgeleyecek. AK Parti içinde, Bülent Arınç, Mehmet Ali Şahin gibi isimler, ellerinden geldiği kadar Genel Başkanlarını uyarmaya çalışıyorlar. Zahid Akman'ın hiç değilse RTÜK Başkanlığı'ndan istifa etmesini sağlamaya gayret ettiler. Bu bile, kamuoyunda müspet bir hava estirdi. Ama Erdoğan, ATV'ye çıktığında, gene Akman'a kefil olduğu izlenimini yaratacak sözler sarf etti: "Temiz bildiğimiz bir arkadaşımızdır" dedi. Fevkalâde istismara açık bir tavır. Baykal da, önüne kadar gelen topa vurmayı ihmal etmedi; Alman mahkemesinin mahkûm ettiği kişilerle, Başbakan arasında ilişki olabileceğini söyledi. Zaten, iktidardaki partiyle irtibat söylentileri bulunmasa, ne kimse, Zahid Akman'ın bu kadar üstüne gidecek; ne de Deniz Feneri'ndeki usulsüzlükler gündemin baş sırasına oturacak. Aslında, Deniz Feneri'nden AK Parti'nin kasasına girmiş bir para söz konusu değil; Alman yetkililer de bunu beyan ettiler. Tartışma, Erdoğan'ın, Zahid Akman'a toz kondurmaması yüzünden sürüyor.
İşte, şimdi yeni bir belge ortaya çıktı. Hürriyet, 5 Eylül 2008'de, RTÜK Başkanı Zahid Akman'ın Almanya'ya girişinin yasaklandığını manşetten yayınlamıştı. Akman, aynı gün, bunun yalan olduğuna dair bir yazıyı gazetecilere dağıttı. Yazıda, "Alman ikamet yasasının 11. maddesi gereği, sadece yurtdışı edilmeleri ve yurtiçine girişin reddi gibi durumlarda verilen 'yurtiçine giriş yasağı' söz konusu değildir; bu yönde herhangi bir talimat mevzubahis değildir" deniliyordu. CNN Türk muhabirinin başvurusu üzerine, Akman'ın açıkladığı belgeyi veren Main-Taunus Kaymakamlığı Yabancılar Dairesi, söz konusu yazının içeriğinde değişiklik yapıldığını duyurdu. Yazıdan, "Yürütülen soruşturma nedeniyle Akman'ın ülkeye giriş yaparken, Yabancılar Polisi'yle irtibata geçmesi gerekmektedir" bölümü çıkarılmıştı.
Bu durumda, Akman'ın Almanya'ya girişi yasak değil ama Yabancılar Polisi'yle irtibata geçtiği takdirde, neler olacağı da bilinemiyor. Keşke Akman, dağıttığı belgeyi doğrulamak ve Almanya'ya girişine bir mani bulunmadığını kamuoyuna göstermek için, bu ülkeye gitse. Gidip gitmemek, onun bileceği iş. Ama görevde kalıp kalmaması, bütün Türkiye'yi ilgilendiriyor. Zira siyasette gerginlik yaratıyor; AK Parti'yi yıpratıyor. Yazımızın başında da dediğimiz gibi, neredeyse Ergenekon davasını gölgeleyecek.