IMF müzakereleri yılan hikâyesine döndü. Başbakan, IMF'nin karşılanması zor taleplerde bulunduğunu belirtirken, muhalefet, iktidarın, IMF ile anlaşmayı mahalli seçimler sonrasına erteleme çabasında olduğunu söylüyor.
Bir okurumun gönderdiği fıkra ile konuya açıklık getireyim:
Çoban, dere kenarında koyunlarını otlatıyor. Yanına, bir Cherokee Jeep yanaşıyor. İçinden, şık bir adam iniyor. Çobana soruyor:
- Kaç koyunun olduğunu bilirsem, bana onlardan birini verir misin?
Çoban kabul ediyor ve genç adam, telefonunu bilgisayarına bağlıyor, NASA sitesine giriyor, GPRS'ini kullanarak yeri tarıyor, benzer bir sürü işlemden sonra 150 sayfalık bir rapor basıp, çobana "1586 adet" koyunu olduğu bilgisini veriyor. Çoban sözünü tutup, yabancının hayvanı almasına ses çıkartmıyor. Buna mukabil, bir soru da o yöneltiyor:
- Peki, ben senin kim olduğunu bilirsem, hayvanı geri verir misin? - Kabul; veririm.
- Sen IMF'de görevlisin.
- Nasıl bildin?
- Çok basit. Benim bildiğim bir şeyi bana söylemek için, benden bir koyunumu istedin ama, aslında sen herkesin bilebileceği gerçeği fark etmeyebiliyorsun. Zira, koyun yerine köpeğimi aldın.
IMF karşıtı benzer hikâyeler anlatılsa bile, iş camiası, istikrar ve güven için, IMF ile bir an önce anlaşmak gereğini vurguluyor.