"Laiklik karşıtı eylemlerin odağı olan bir parti, ülkeyi yönetemez" diyenler, bir zaviyeden bakılırsa, haklı. AK Parti, gerçekten, "laiklik karşıtı" olsa, elbette bir gün bile iktidarda kalması tehlikeli.
Bütün mesele, laiklik anlayışındaki farklılıktan kaynaklanıyor.
"Canım, sizin suçunuz mahkeme kararıyla sabit" diyenler çıkabilir; ama bu defa da, "Hangi mahkeme?" suali gündeme gelir. Üyelerinin çoğunu Ahmet Necdet Sezer'in seçtiği Anayasa Mahkemesi mi? Üyelerinin çoğunu Abdullah Gül seçse, Anayasa Mahkemesi, AK Parti için "laiklik karşıtı eylemlerin odağı" der miydi, yoksa, raportör Osman Can gibi, "ortada böyle bir durum yok" sonucuna mı varırdı?
Şimdi gelelim yazımızın başındaki tesbite. Laiklik karşıtı eylemlerin odağı olan kişilerin bu ülkeyi yönetmesini kimse arzu etmez. Ama işin temelinde iki önemli soru var:
1) Laiklikten ne anlıyorsunuz?
2) Bu kararı veren Anayasa Mahkemesi üyelerinin laiklik anlayışı çağdaş ülkelerinkine uyuyor mu?