Pandemiyle yavaşladığımız günlerde atmosferin nefes almasından, doğanın kendine gelmesinden ne çok söz ediyorduk. Sürdürülebilirlik, ne de önemli bir gündemimizdi. Şimdi bu gündem, gelişmiş ülkeler dahil dünyanın dört bir yanında yerini enflasyon canavarına bıraktı. Şartlara bakılırsa bu belki kaçınılmazdı ancak ben yine de bugün, başka bir canavardan söz etmek istiyorum.
Türkiye'nin öncü döngüsel ekonomi girişimlerinden Nivogo'nun Kurucu Ortağı Arnas Akbaş ile yaptığım sohbette tanıştığım, hızlı moda canavarından.
Şubat 2021'de yani tam pandeminin ortasında faaliyete başlayan Nivogo, hazır giyim devlerinin sadece 'ürünün barkodu yok' ya da 'depoda yer yok' gibi çok basit gibi görünen bir sebeple bile sat(a)madığı binlerce, yüzbinlerce ürünü yakılarak imha edilmekten kurtarıyor. Yani hem şirketlerin sorunlu ürünleri yönetme işini hafifletiyor, hem de yeniden fiyatlandırarak ekonomiye kazandırıyor.
Daha şimdiden Aras Bulut İynemli, Fırat İşbecer, Önder Öztarhan ve Akiş GYO'nun yatırımları ile 10 milyon dolar değerlemeye ulaşan Nivogo için Akbaş'ın iddialı hedefleri var. Döngüsel ekonominin potansiyeline de güvenerek, "Nivogo'nun 10 yıl içinde Türkiye'nin en büyük 10 şirketi arasında yer almaması bir neden göremiyorum" diyor.
Bunun mümkün olup olmadığı Akbaş'ın anlattıklarının satır aralarında gizli:
İstatistiklere göre hızlı moda sektörü küresel atık suyunun yüzde 20'sinden, küresel karbon emisyonlarının yüzde 10'unundan ve okyanuslardaki plastik kirliliğinin yüzde 35'inden sorumlu olarak petrol endüstrisinden sonra dünyamızı en çok kirleten ikinci endüstri.
Dünyada giysi üretimi son 20 yılda yüzde 400 arttı. Sektörde her yıl 100 milyar ürün üretiliyor ve her yıl 85 milyar ürün imha ediliyor.
Hazır giyim sektöründe çalıştığım süreçte bu istenmeyen ürünlerin çokluğunun ve bunları yönetme sorununun büyüklüğünün farkına vardım.
Tabi en büyük farkındalığım bunun dünyaya verdiği zarar konusunda oldu. 2000'lerden sonra hızlı modayı icat eden sektör, şimdi maalesef bunun kurbanı oluyor. Her gün insanlığın gözünün önünde büyük bir cinayet işleniyor. Sektör de bu cinayetten mutlu değil. Milyonlarca ürün yakılarak yok ediliyor.
Biz Nivogo ile dünyanın bu sorununa operasyonel bir çözüm bulduk. Satılamayan tişörtlerden bileklik yapmak gibi romantik bir çözüm değil bu. Gerçekçi ve ölçeklendirilebilecek bir sistem kurduk. Üstelik bu şirketlerin yeşil badana tuzağına düşmeden uygulanabilecek bir sistem.
Kurduğumuz bu sistem ile 1.5 yıl içinde 500 binden fazla ürünü yenileyerek imha edilmesinin önüne geçtik. Örneğin bir şekilde çiftleri kaybolmuş ya da karışmış yüzbinlerce ayakkabıyı eşleştirdik.
Yenileyerek döngüsel ekonomiye kazandırdığımız ürünlerle şu ana kadar 3 milyar litrenin üzerinde su israfını önlemiş ve binlerce ton karbon emisyonunun önüne geçmiş olduk.
Şimdi ikinci aşamaya yani mağazalaşmaya geçtik. Burada bireysel kullanıcılardan da (tüketici dememeyi özellikle tercih ediyorum) ürün almaya ve onlara nivopuan vererek, mağazamızda alışveriş imkanı sunacağız. Mağazacılıkta yaygınlaşarak şirketlerin yanı sıra evinde istemediği ürünü olan herkesi döngüsel kahraman olmaya davet edeceğiz.
Bu davete kulak vermek gerek. Zira iklim krizinin ihmal edilmesiyle ortaya çıkan (ve büyüyen) tüm sorunlar bugün olmasa bile yarın enflasyon gibi bildik canavarlardan daha tehlikeli olacak!