Çevre sorunlarının çözümünde elini taşın altına içtenlikle koyan bir belediye başkanından söz edeceğim. Sabah İl Buluşmaları kapsamında haftanın son iki gününü Balıkesir'de geçirdik. Türkiye'nin önemli bir turizm merkezi ve tarım-hayvancılık üssü olan Balıkesir'in, İzmir-İstanbul otoyolunun açılmasıyla cazibesinin nasıl arttığını, hangi yeni yatırımları çektiğini başka bir yazıda detaylarıyla gündeme getireceğim.
Bugün ise 3 örnekle daha çok 'mış gibi yapılan' ve genelde de ihmal edilen çevreye gerçekten nasıl dost olunur ona dikkat çekmek istiyorum.
Hayvanseverlerin, peşinde koştuğu değil, görünce yolunu değiştirdiği bir belediye başkanı düşünün... İşte Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz böyle bir başkan.
Peki, neden hayvanseverler Yılmaz'ı görünce yolunu değiştiriyor, anlatayım. Başkan Yılmaz bir hayvansever olarak, Balıkesir'de sokak hayvanlarının bakımı için mama dağıtımından, barınak yapımına kadar birçok adım atmış. İşin içinde gönüllülerin de olduğu oldukça etkili bir sistem kurmuş. Bundan sonrasını Başkan Yılmaz'dan dinleyelim: "Sokak hayvanları için kurduğumuz sistemde sadece ücretli çalışanlardan istediğimiz verimi almak mümkün olmadığı için hayvanseverleri de işin içine kattık. Mama ve su takibi için bir gönüllü sistemi kurduk. Gönüllülerimiz kendilerine yakın bölgelerden sorumlu. Ancak bazıları zaman zaman işlerini ihmal ettiği için beni görünce yolunu değiştiriyor. Niye yolunu değiştirdin diyorum, Başkanım işlerim vardı, şuraya gittim, buraya gittim diyor. Anlıyorum ki mahcup oluyor. Bunu sistemimizin ne kadar etkili olduğunu belirtmek için anlattım. Bugün çağrı merkezimizi arayıp mama isteyen herkese mama götürüyoruz. Hizmetlerimizin merkezinde her zaman insan var. Sokak hayvanları da yaşamımızın bir parçası."
İkinci örnek, sürdürülebilir bir dünya için çok daha anlamlı bir proje. Balıkesir'den önce ilçesi Karesi'nin Belediye başkanlığını yürüten Yılmaz, tarım alanlarının plastik çöplerden arındırılması için merkezine yine gönüllülüğü alan bir proje hayata geçirmiş. Detaylarını şöyle anlatıyor: "Karesi Belediye Başkanı iken köylere yaptığım ziyaretlerde kırsal alanlarda, yol kenarlarında birikmiş çöpler dikkatimi çekiyordu. Baktım hemen hepsi tarımsal faaliyette kullanılan malzemelerin plastik ambalajları. Hem çok kötü bir görüntü hem de doğaya çok zararlı. Biz bunu kendi imkanlarımızla toplamaya çalıştık. Ama mümkün değil bitiremiyorsunuz, sürekli yenileri ekleniyor. Çöpün kaynağını kurutmak gerekiyordu. Büyükşehir başkanlığına seçilince bu işi en iyi tarlada çalışan kadınların yapacağına karar verdik. 500 kilogram atık getiren herkese bir koç vereceğimizi duyurduk. Daha yeni başladık şu ana kadar 20 koç verdik. Bu da tarlalarımızı 10 ton çöpten arındırdık demek."
Başkanın anlattıklarından aklımda kalan bir diğer projenin merkezinde bu kez çocuklar var. Çocuklar geleceğimiz diyen Başkan Yılmaz detayları veriyor: "Marmara Adası'nda kurduğumuz arıtma imkanlarıyla birlikte tam bir sıfır atık yaşam söz konusu. Adadaki tüm çöpü yakıp enerjiye dönüştürüyoruz. Çocuklara çevre bilinci aşılamak için belli miktarda atık pil toplayıp getiren çocuklara tablet veriyoruz."
Bu üç proje gibi çok sayıda faaliyetten söz etti Başkan Yılmaz, ancak aklımda en çok kalan bu 3 projeyi paylaşmak istedim. Çünkü üçünde de hepimizin günlük yaşamını ve geleceğini etkileyen sorunlar ve bunlara çok büyük yatırımlar ya da büyük eforlar gerekmeden bulunmuş pratik çözümler var. Ne var bunda herkes yapabilir derseniz de şunu demek istiyorum; evet doğru herkes yapabilir ama yapmamış oysa Başkan Yılmaz yapmış! İşte içtenlik bu!