Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HÜLYA GÜLER

Geleceği birlikte inşa fırsatı

Aslında kimse açık açık pek söylemiyor ama ev dışındaki hayat pandemi öncesine yakın bir performansla akmaya başladı bile. Türk Sanayicileri ve İşinsanları Derneği'nin (TÜSİAD) önceki günkü Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısındaki kalabalığı görünce bundan bir kez daha emin oldum. Malum mümkün olduğunca kalabalık ortama girmemeye özen gösterdiğimiz bir dönemdeyiz. Ancak TÜSİAD üyeleri toplantıya gelmek için özel bir çaba göstermişti desek yanlış olmaz.
TÜSİAD'ın 50. yıl projesi olarak hazırladığı 'Geleceği İnşa' raporunun sonuçlarının da paylaşıldığı toplantıya biraz erken gittim. Gözüme ilk çarpan, üyelerin yoğun ilgisi oldu.
Toplantının başlamasına daha bir saatten fazla vakit vardı ancak fuaye doluydu.
Herkes toplantı başlamadan birbirini görmek, hal hatır sormak için erkenden gelmişti. Birbiriyle karşılaşanlar sarılamasa bile, uzun bir aradan sonra nihayet görüşebildikleri için yüzleri gülüyordu. Hatta uzun yıllardır TÜSİAD toplantılarını takip eden bir gazeteci olarak epeydir görmediğim isimleri de görünce 'pek gelmezdiniz bu toplantılara' hatırlatması yaptım. Ortak cevapları; "Özledik birbirimizi, hem de çok özledik" şeklinde oldu.
Tabi bir de iş dünyasının yeniden şekillendiği şu günlerde geleceğe ilişkin stratejilerin yer aldığı rapora yönelik merakı da göz ardı etmemek gerek.
TÜSİAD YİK Başkanı Tuncay Özilhan'ın dünyadaki jeopolitik gelişmeler, sosyokültürel gerilimler, iklim değişimi ve bereketsiz- dengesiz ekonomik büyüme şeklinde sıraladığı riskleri mahşerin dört atlısına benzettiği konuşmasının ardından, TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski Geleceği İnşa raporunun dikkat çeken bulgularını paylaştı. Çalışmaları 2 yıl süren raporun güncel siyasi tartışmalar veya konjonktürel unsurlara değil, ilkelere dayanan, uzun vadeli bir perspektif ile hazırlandığını vurguladı.
Dünyanın yeni normale uyum sağlamaya çalıştığı bir dönemde TÜSİAD'ın yayınladığı Geleceği İnşa Raporu'nun dili de yeni sunumu da yeni. Pandemi sürecinde kıymetini daha iyi anladığımız sürdürülebilirlik ilkelerinin en çok altı çizilen konu olması dikkatimi çekti. İnsani gelişme ve yetkinleşme, bilim, teknoloji ve inovasyon, siyasal, ekonomik, toplumsal kurumlar ve kurallar kalkınmanın olmazsa olmaz unsurları olarak sıralanan raporda, "Bu çalışma gelişmiş, saygın, adil ve çevreci bir Türkiye'yi inşa etmek için toplumun tüm kesimlerine çağrıdır. Bu çalışma, yeni bir anlayışla Türkiye'nin geleceğini birlikte inşa etme çağrısıdır" ifadeleri kullanıldı.
Paris İklim Anlaşmasının Meclis'te de onaylanmasının ardından Türkiye'de iklim değişikliği ile mücadelede yeni bir dönem başladı. Bu kapsamda raporda geçen 'Çevreci Türkiye' vurgusunu çok önemsiyor ve başta sanayiciler olmak üzere tüm kesimler tarafından benimsenmesi ve daha çok sahiplenilmesini umuyorum.
Sunumların ardından söz alan TÜSİAD Üyesi ve Alvimedica Başkanı Leyla Alaton, ekonomik kalkınmada kadın istihdamının önemini vurguladı. Kadının ekonomiye ve siyasete katılımının sağlayacağı katma değere değinen Alaton'un, "Sadece bu odada bulunan işverenler, yönetim kurullarında bu eşitliği gözetseler bence büyük fark yaratırız" sözleri ayrıca dikkat çekiciydi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA