HİLAL KAPLAN

Gemi karaya oturdu

"Göreve geldiği andan itibaren belediye başkanlığıyla değil; akçeli işleri, tatilleri, açıklamaları ve hatta 'racon kesmeye' benzeyen tehditleri ile gündeme gelen İmamoğlu, şimdilik gemisini yüzdürmeye devam ediyor. Ancak trollerle, satın alınmış medya kuruluşlarıyla, maaşa bağlanmış sözde gazetecilerle bu geminin bir yerde su alması muhtemel..."
Geçtiğimiz eylül ayında CHP'nin Tüzük Kurultayı hakkında yazdığım yazıyı böyle bitirmiştim. Aradan geçen süre zarfında Ekrem İmamoğlu, su alan gemisini yüzdürebilmek için kendisi ve ekibiyle ellerinde kovalarla çabalıyor.
Beşiktaş Belediyesi'ne düzenlenen yolsuzluk operasyonu sonrası Ekrem İmamoğlu ekibine İstanbul'un ve ardından CHP Genel Merkezi'nin kapısını açan isimlerden biri olan Beşiktaş Belediye Başkanı tutuklandı. Ardından CHP Kurultayı'ndaki şaibe iddiaları sonrası savcılık soruşturma açtı. Hemen ardından ise on yıl boyunca Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan ve son seçimde de yine partisi CHP'den aday olan Lütfü Savaş, CHP Kongresi'nin iptal edilmesi için mahkemeye başvurdu.
Aslında CHP'nin olağanüstü kurultayında usulsüzlük olduğu, İmamoğlu'nun medya sözcülerinin açıklamasıyla kongre öncesinde de biliniyordu. Bizzat CHP'li isimler tarafından sızdırılan İmamoğlu yönetimdeki Zoom toplantısının deşifre olmasıyla başlayan kongre savaşında, Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu ekibi arasında, il il, ilçe ilçe hatta mahalle mahalle büyük bir mücadele yaşanmıştı. Olağanüstü Genel Kurultay'ın belirleyici illerinden biri olan İstanbul'da ilk kurultaya kadar ibre Kemal Kılıçdaroğlu'nun desteklediği Cemal Canpolat'ı gösteriyordu.
Fakat İl Kurultayı'nda ibre İmamoğlu ve desteklediği Özgür Çelik'e dönmüştü. Bunun iki nedeni vardı. Birincisi, delege üzerinde büyük etkisi olan CHP'li Seyit Torun, il kongresinde fikir değiştirerek Ekrem İmamoğlu'nu desteklemeye karar vermişti. Beşiktaş Belediye Başkanı'nın Seyit Torun'un himayesinde olduğunun bizzat CHP'liler tarafından dile getirildiğini aklımızdan çıkarmamak gerekiyor. Ancak il kongresindeki asıl denklemi değiştiren olayı bizzat Cemal Canpolat açıklamıştı. CHP delegesi, Kemal Kılıçdaroğlu'nu satması karşılığında İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve diğer CHP'li belediyelerde işe alınmıştı.
Ardından CHP Kongresi yaşandı ve Kemal Kılıçdaroğlu koltuğunu, Ekrem İmamoğlu'nun işaret ettiği aday olan Özgür Özel'e kaptırdı.
Şimdi söz yargıda ancak Ekrem İmamoğlu ve ekibi, kongre hakkında yürütülen soruşturmayı da Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bağlamaya çalışıyor.
Kendisine "Aylardır konuşan CHP'lileri, kongre öncesi Kılıçdaroğlu'nun kazanacağını delege delege yazarak iddia eden Barış Yarkadaş gibi eski parti yöneticilerini, 'Kongrede yolsuzluk olduğunu sağır sultan bile biliyordu' diyen CHP'li kalemşorları, hatta bizzat Kemal Kılıçdaroğlu'nu konuşturan da Recep Tayyip Erdoğan mı?" diye sormak gerekiyor.

***


ECONOMİST NEDEN ZIPLADI?
Âdettendir, İngiliz The Economist Dergisi, Türkiye'de muhalefet ne zaman saçmalasa onu toparlamak için devreye girer. Daha önce defalarca kez denediği bu yöntemde hiç amacına ulaşamamıştır. Ancak her seferinde suratına inen milli iradenin tokadının etkisinden midir bilinmez denemekten de vazgeçmez.
The Economist bu kez tüm tuşlara basarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'a saldırdı. CHP'li belediyelerdeki yolsuzluk operasyonlarından Gezi kalkışması soruşturmasına, PKK destekçisi DEM Partili belediyelere kadar her olayı bir potada eritip aslında gerçek patronun kendisini de yöneten küresel çete olduğunu itiraf ettiği bir metin yayınladı.
The Economist'in devreye girmesi sonrası CHP medyasındaki sevinç aslında iki tarafında da son 20 yıldan ders almadıklarını gösteriyor.

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Hilal Kaplan | Gemi karaya oturdu

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.