Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önderliğinde 2005 yılının Türkiye'de Afrika Yılı ilan edilmesiyle resmiyete dökülen Afrika açılımı amacına ulaştı.
Bugün Afrika'da Türkiye sadece aldığı ihaleler, ordulara verdiği eğitim ya da insani yardım faaliyetleriyle konuşulmuyor. Aralarında ihtilaf olan ülkeler birbirleriyle yaşadıkları sorunun çözümü için Türkiye'nin hakemliğine güveniyor.
Bunun son örneği 1 Temmuz'da yaşanan Somali ile Etiyopya arasında yapılan Ankara buluşmasında yaşandı.
İkinci Dünya Savaşı sonrası faşist Mussolini işgalini sonlandıran Etiyopya ile 1960 yılında İngiltere ve İtalya'dan bağımsızlığını kazanan Somali arasında yıllardır süren gerilimin sona ermesi için yapılan toplantıya ev sahipliği yapmamız Türkiye'de yeterince konuşulmadı.
İki ülke geçmişte pek çok kez savaşmış, binlerce insan hayatını kaybetmişti.
Görece sakinleşen ilişkiler, Etiyopya hükümetinin 1 Ocak'ta Somaliland yönetimi ile yaptığı liman anlaşması imzalaması nedeniyle tekrar gerilmişti.
Kızıldeniz'deki toprağı Eritre'nin bağımsızlığını kazanmasıyla denizle bağı kalmayan Etiyopya, uluslararası toplum tarafından tanınmayan ve hâlen Somali toprağı kabul edilen Somaliland ile anlaşma imzalayarak sıcak denizlere inme hayalini gerçekleştirmek için önemli bir adım atmıştı.
Anlaşma sonrası iki ülkenin ilişkileri tekrar bozulunca Etiyopya, Türkiye'den yardım istemişti. 8 Mayıs'ta Türkiye'ye gelen Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed'in Özel Temsilcisi Mulatu Teshome Wirtu ile Etiyopya Dışişleri Bakanı Selassie, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan Somali ile Etiyopya arasında arabuluculuk yapmasını istemişlerdi.
Etiyopya'nın bu talebi Somali tarafından da kabul edildi. İki ülke de Türkiye'nin kendileriyle kurduğu ilişkide adil ve tutarlı olduğunu kabul etti. Bu Türkiye'nin Afrika'da kurduğu eşit ortaklık ve kazan-kazan temelli ilişkilerin başarıya ulaştığını gösteriyor.
İki ülkenin görüşmelerinden bir sonuç çıkmadı ancak eylül ayında ikinci tur görüşmelerin yeniden Ankara'da yapılması için görüş birliğine varıldı.
İki ülkenin sorunlarını savaşmadan çözmesi, kıtlık, açlık ve terör sorunlarıyla uğraşan Somali ve Etiyopya'nın yaralarını sarması için önemli.
Bu hem dünyanın en zengin kaynaklarına sahip ancak en fakir kıtasının kalkınmasını hızlandıracak hem de Türkiye'nin kazanımlarını artıracak.
Tabii bir de "Türkiye'nin Afrika'da ne işi var?" diyen çokbilmiş uzmanları hayal kırıklığına uğratacak.