Seçmen, genel seçimlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanında olduğunu gösterirken yerel seçimlerde AK Parti'ye şerhini düştü.
Genel seçimlerde milli bekâ meselesi, güvenlik endişeleri ve istikrar arayışı seçmen davranışını belirlerken, bu tavır yerel seçimde yerini "mesaj verme" kaygısına bıraktı.
Sandığa gitmeyen seçmen yüzde 13 ve bunun yüzde 11'inin AK Parti seçmeni olduğu söyleniyor. AK Parti seçmeni, "Partim sensin ama itirazlarım var" demiştir. Buna AK Parti ve MHP'nin Yozgat'ta seçime ortak girmemesi gibi dağınıklıklar da eklenince ortaya bu sonuç çıktı.
Ayrıca HDP/DEM'in sandık ittifakı İstanbul'da meyvesini verdi. Nitekim DEM'in İstanbul adayı Meral Danış Beştaş, "İmamoğlu bu oylar benimdir demesin sakın, aldığı oylar onun değil. Bizim seçmenlerimiz CHP'ye oy verdi" diyerek gözdağı verip ittifaklarını teyit etti.
Sırada seçime CHP'den giren DEM adayının Esenyurt'u PKK'nın özerklik hülyalarına yem edilmeye çalışması, İmamoğlu'nun CHP Genel Başkanlığı'na oynama manevraları, İyi Parti'nin siyasetten silinmesi gibi başlıklar var.
Çünkü muhalefet genel seçimde kazanamadığı başarıyı unutturup sanki bu genel bir seçimmiş gibi hareket ederek ülkeyi yine istikrarsızlaştırıp erken seçime zorlamaya çalışacaktır. Başarısız olsalar da niyetleri bu yönde olacaktır.
Sözü eğip bükmeye gerek yok. AK Parti tarihinin en büyük yerel seçim hezimetini aldı. Pek çok büyükşehirde oyları azaldı veya kaybetti. Bunda pek çok faktör etkili. Emekliler, başıboş sokak köpekleri, yanlış adaylar, enflasyon vb. birçok başlık sayılabilir.
Peki şimdi ne olacak? Önemli olan seçmenin verdiği mesajı almak ve gereğini yapmaktır. Seçmeni aşağılamak, CHP ahlakıdır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2009 yerel seçimleri veya 7 Haziran genel seçimlerinden hep gereken sonuçları çıkardı ve gereğini yaptı. Uyarı niteliğindeki bu seçimlerden de gereken sonuçları çıkartıp gereğini yapacaktır. Olanda hayır vardır.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Hilal Kaplan | Olanda hayır vardır