Kandil'deki terör baronlarından emir almak ve seçimlerde CHP'nin stepnesi olmak dışında bir özelliği olmayan HDP/ DEM, oy deposu olarak gördüğü bölgelerde zor zamanlar geçiriyor.
Oy oranlarına yansıyıp yansımamasından bağımsız olarak, HDP/DEM seçmeni artık böyle bir partinin neden var olduğunu sorgulamaya başladı. Bu sorgulamayı aşmaya çalışan HDP/DEM'li siyasetçiler, eleştirilerden kurtulmak için yeni bir oyunu devreye soktular. Bu oyunu "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı övüp yeni bir çözüm süreci başlayacak iddiasını seçmenleri arasında dolaştırmak" diye tanımlayabiliriz.
Cezaevindeki çocuk katili Selahattin Demirtaş'ın başlattığı bu oyuna HDP/DEM'li kimi adaylar da katıldı. Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekleyen kendileri değilmiş gibi Kılıçdaroğlu'nun sorun çözebilecek bir lider olmadığını söyleyenden tutun, Erdoğan'ın resmi muhatap olduğunu kabul eden HDP/DEM'lilere kadar her gün medyada arzı endam ediyorlar.
Bu oyunu oynayanlar, medyadan aldıkları destekle tek taşla birkaç kuşu vurmaya çalışıyorlar. Birinci amaçları, Türkiye'nin Irak ve Suriye'de terör örgütü PKK'yı süpürmeye yönelik operasyonlarını engellemek. Çünkü teröristleri arkasına alanlar için son tutundukları dalları da kırılmış olacak.
İkinci amaçları ise artık açıktan ittifak yaptıkları CHP'nin rahat nefes almasını sağlamak. İstanbul başta pek çok yerde HDP/DEM ile ittifak yapan CHP'li adaylar pek çok yerde seçim kampanyası yapamaz hale geldi. Afyonkarahisar adayı Burcu Köksal, "Belediye kapısından bir tane HDP/DEM'li giremeyecek" açıklamasını bu eleştirilerden kurtulmak için yaptı.
Ekrem İmamoğlu'nu çıldırtan bu açıklama unutulur gibi olmuştu ki bu kez Balıkesir Büyükşehir Belediye adayı Ahmet Akın konuştu: "Hain terör örgütü PKK'ya, onun yandaşlarına, ondan beslenenlere, onun yolundan giden şerefsizlere de yakın değilim." Bu açıklamadaki "şerefsizlerin" kim olduğu konusunda takdiri okuyucuya bırakıp Akın'ın da bu konuşmayı Balıkesir'de rahat dolaşmak için yaptığını söyleyebiliriz. Nitekim medyamızın çukur siteleri bu açıklamaları paylaşırken CHP'yi aklamayı da ihmal etmediler.
Üçüncü amaçlarıysa tabanları tarafından sorgulanmalarının önüne geçmek. Eskiden bazı bölgelerde seçimi formaliteden ibaret gören bu anlayış şimdi seçmenini ikna edebilmek için "Bakın biz devletle anlaştık, artık kayyum atanmayacak, bize oy verebilirsiniz" algısına oynuyor. Amaçları çoğaltmak mümkün, Cumhur İttifakı'nı çatırdatmak, terörle mücadele eden devlet görevlilerinin kafasını karıştırmak gibi maddeleri de ekleyebiliriz.
Peki amaçlarına ulaşabilecekler mi? Cumhurbaşkanı Erdoğan bu tartışmalar devam ederken 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü'nde iftarını 4. Kolordu Komutanlığı'nda açtı. Cumhurbaşkanımız iftarda, "Kimin projesi olduğuna bakmadan güney sınırlarımızın ötesinde bir teröristan kurulmasına müsaade etmeyeceğiz. Irak hududumuzun güvenliğini bu yaz itibarıyla komple garanti altına alacak, Suriye'de yarım kalan işimizi de mutlaka tamamlayacağız" açıklamasını yaptı.
Erdoğan'ın ne kadar ciddi olduğunu anlamak isteyenler, İçişleri Bakanlığı'nın "Terörden Arananlar" sitesine girip "etkisiz hâle getirilen" teröristlerin listesine de bakabilir.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Hilal Kaplan | Az kaldı, zaten çözülüyorsunuz