İsrail, İngiltere savaş kabinesinin Dışişleri Bakanı olan Lord Balfour'un, Başbakan Lloyd George onayıyla, 1917 yılında Siyonist hareketin lideri Lord Rothschild'a gönderdiği deklarasyonla kurulma aşamasına girmiştir. Filistin topraklarında bir Yahudi devleti kurulması konusundaki anlayış ilk kez bir devlet tarafından sahiplenilmiş ve I. Dünya Savaşı sonrası Filistin'in İngiliz mandasına girmesi ve Filistin'e Yahudi göçünün teşvikiyle ikinci aşamaya girilmiştir.
Son darbe ise malum, Holokost sonrası hızlanan göç ve II. Dünya Savaşı sonrası kurulan Birleşmiş Milletler'in Filistin'i bölüp İsrail devletini tanımasıyla eşzamanlı olarak Siyonist milislerin silah zoruyla 750 bin Filistinliyi evlerinden kovup topraklarına konmasıyla (Nekbe) gelmiştir. İsrail, işgal üzerine kurulmuş, işgal üzerine devam etmektedir.
II. Dünya Savaşı sonrası Birleşmiş Milletler'i kuran ve İsrail'i tanıyan esas güç, tartışmasız hegemon Amerika Birleşik Devletleri olmuştur. Günümüzde Amerika'nın İsrail ile ilişkisi karşılıklı çıkar temelinde kurulduğu dönemden bile daha sıkı hâle gelmiştir. Kimileri İsrail'i, "Ortadoğu'daki en büyük Amerikan üssü ve uçak gemisi" olarak tanımlarken, kimileri de Amerika'yı "İsrail'in kuklası" olarak görmektedir.
Bugün Amerika'nın 50 eyaletinin 35'inde vatandaşlar Amerikan ürünlerini boykot etme hakkına sahiptir; ama İsrail ürünlerini boykot etmek yasaktır.
Bugün Amerika'nın yerli Kızılderili halka soykırım uyguladığı rahatça konuşulabilirken, İsrail'in soykırım yaptığını söylemek işinizi kaybetmenize yol açabilir.
Bugün Amerika'nın dünya üzerindeki en büyük terör devleti olduğunu bir Amerikalı vatandaş olarak söylemek mümkünken, ana akım medyada bunu söylemek kara listeye alınmanıza sebep olur.
Amerikalı 90 yaşındaki Helen Thomas, Kennedy'den Obama'ya 10 başkanlık döneminde de Beyaz Saray muhabiriydi. Bir gün,
"Amerikan Kongresi, Beyaz Saray, Hollywood ve Wall Street'in sahibi Siyonistlerdir" dedi ve kariyeri bitti.
"İnsanlar bu ülkede fikirlerimizin kimin kontrolünde olduğunun farkında olmalı" diyerek kendini savunsa da fayda etmedi. İki yıl sonra kalbi kırık vefat etti.
On yıl sonra Amerikalılar, fikirlerinin kimin kontrolünde olduğunun farkına varmaya başladı. Siyonist lobi kuruluşu AIPAC'in "yabancı ajan" listesine alınmasından onların fonladığı siyasetçileri desteklememeye, boykot hareketinin yayılmasından asılsız antisemitizm suçlamalarının eski etkiyi yaratmamasına değin pek çok başlık sayılabilir ve bunun geri dönüşü yok.
Bundan on yıl sonra 7 Ekim 2023'ü sonun başlangıcı olarak göreceğimize inanıyorum.