"Gazetecilik büyük bir kıskaçta, demokrasi olmadan, hukukun üstünlüğü olmadan, ifade özgürlüğü el üstünde tutulmadan nefes alamaz. Nefes aldırmak hepimizin görevi bu ülkede."
Habertürk ekranlarına, ağlamaklı bir ses tonuyla yaptığı bu monologla veda eden spiker Afşin Yurdakul'un konuşması sosyal medyada büyük ses getirdi.
Seçimler öncesi Türkiye'ye istikamet vermeye çalışan The Economist'in Türkiye temsilcisi Piotr Zalewski, Afşin Yurdakul'un açıklamasını "Türk gazeteci Afşin Yurdakul, ana akım medya kanalı Habertürk'ten şu sözlerle ayrıldı" notuyla paylaştı.
Muhalif medya, bir sonraki seçimde Yurdakul'u Kemal Kılıçdaroğlu'na 9. cumhurbaşkanı yardımcısı adayı ilan etmeye hazırlanıyordu ki...
Habertürk yönetimi, eski çalışanının tek kişilik şovuna çomağı soktu. Meğer "Ülkemize nefes aldırmak hepimizin görevi" diyen Yurdakul, ABD'ye gelin gidiyormuş!
Habertürk Televizyonu'nun X hesabından yapılan paylaşım oldukça detaylıydı. Nikâhın İBB'ye ait Beyaz Köşk'te Ekrem İmamoğlu riyasetinde kıyıldığı, Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Osman Cevdet Akçay, Habertürk'ün sahibi olduğu Ciner Medya'nın Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Tekdağ ve muhalefetin ağzının içine baktığı Daron Acemoğlu'nun nikâh şahidi olduğu bilgisi de yer alan açıklamada, bir tek nikâhta davetlilere ikram edilen menü yoktu.
Yurdakul'dan bir demokrasi kahramanı çıkarma çabası devam ederse Habertürk sosyal medya ekibi menüyü de açıklayabilir.
Yurdakul bunu neden yaptı? Ekranlardan ayrılırken "Evleniyorum, ABD'ye yerleşiyorum ve orada başka mecralarda karşınıza çıkacağım" diyerek profesyonelce vedalaşsa ne olurdu? Yoksa esas "profesyonel" olan tam da son dakika muhalifliğiyle "piyasa"ya göz kırpmak mı?
Amerika ne kazandı bilinmez; ama biz bir şey kaybetmedik, orası kesin.