Geçtiğimiz Aralık ayında Antalya'da iki pitbull tarafından saldırıya uğrayan 4 yaşındaki Asiye, ameliyat üzerine ameliyat oldu. Yüz felci, görme kaybı, duyma kaybı tehlikelerini atlattı. Hâlen iyileşiyor.
Sokak köpeklerinden kaçarken kamyon altında kalan on yaşındaki Mahra Melin Pınar ise iyileşemedi. Önce sağ bacağı kesildi güzelim meleğin; ardından ameliyatlara küçücük bedeni dayanamadı ve ruhunu teslim etti.
Isparta'da, 20 yaşındaki Rabia Kallı'ya sokak köpeği saldırdı. Kaçmaya çalışan Rabia'ya otomobil çarptı. Ağır yaralanan genç kız hayatını kaybetti.
İstanbul'da kaldırımda yürürken köpeğin havlayıp üzerine atlamasından kaçmaya çalışırken yola atlayan 21 yaşındaki Ekrem Binak da hayatını kaybetti.
Mağdurun yaşı veya şehri fark etmiyor; insanımız ölüyor. Ülkemizde son altı ayda 100'den fazla köpek saldırısı yaşanmış. Eminim bir bu kadar da raporlanmayan, haberlere geçmeyen saldırı söz konusudur. Mağdurun yaşı veya şehri fark etmiyor. Köpek sürüleri evlâtlarımızı çevreleyip paramparça ederek yiyor ya da onlara zarar gelene dek peşlerinden havlayarak koşuyor. Bu medeni bir ülkede olacak iş midir?
Türkiye'de 10 milyon sokak köpeği yaşıyor. Çoğu kısırlaştırılmış değil. Bu hızla giderse 10-15 yıl içinde kişi başına bir sokak köpeği düşecek bir yere geleceğiz. Ancak bundan da büyük sorunumuz hayvanseverler değil, hayvantaparlar!
Âdeta kendi türüne düşman bu kafa yapısının lobi gücü sayesinde "Bir şey yapılmalı" bile diyemez hale geldik. Buna benzer satırları yazdığım için kendilerinden yemediğim hakaret kalmadı. Açıkçası Mahra'nın tek saç teli hepsinin gürültüsünden kıymetliydi.
Başta belediyeler olmak üzere herkesin üzerine düşen görevi yapmasını beklemek en doğal hakkımız. Yineliyorum:
Çarenin ne olduğunu sahayı çalışanlar daha iyi bilir. Ama saldırıya uğrama tehlikesi olmadan güven içinde "sahada" yürümek isteyen vatandaşın hakkı daha fazla bir avuç hayvantapar tarafından engellenemez. Artık yeter!
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz