Fransa'da yayın yapan Politico Avrupa, Fransız bir akademisyenin Macron'u eleştirdiği yazısını yayından kaldırdı.
Financial Times da aynı şekilde Macron'u İslam karşıtlığı ve ülkeyi bölmekle suçlayan bir yazıyı yayından kaldırdı.
Küresel medyanın boyun eğmesinden cesaret aldığından olsa gerek Macron, en son New York Times'ı arayıp kendisini hedef alan bir yazının yayından kaldırılmasını talep etti ama bu sansürcü tavrıyla kendisi haber oldu.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Önce Hz. Peygamberimize (s.a.v.) sonra da Cumhurbaşkanı Erdoğan'a en iğrenç yaklaşımı sergileyen bir dergiye kol kanat geren Macron'un ne kadar "ifade özgürlüğü savaşçısı" olduğunu anlatmaya bu örnekler yetmediyse bir tane daha hatırlatayım. Lübnan ziyaretinde Macron, gizlice Hizbullah'ın üst düzey yetkilileriyle buluşmuştu. Herkesin olduğu bir ortamda bu toplantıyı deşifre eden tecrübeli gazeteciyi "sorumsuzluk ve hassas olmamakla" suçlayıp azarlamıştı.
Yani İslâm'a en pespaye şekilde saldırmak bir sorumsuzluk veya hassasiyet yoksunluğu değildi ama haşmetmeaplarının siyasetine dil uzatırsanız başınıza gelecekler belliydi.
Fransa'dan sonra bir de Almanya'ya bakın. Dün koronavirüs tedbirlerini protesto etmek üzere sokağa çıkan vatandaşlarına Alman polisi etmediğini bırakmadı. Halkı darp etmekten, milletvekiline ters kelepçe takmaya ne ararsanız vardı!
Bunları niye mi anlatıyorum? "Batı ne ikiyüzlü, görün bunları" demek için değil. Artık bunu zaten görmüş olduğunuzu varsayıyorum. Esas dünyanın içinden geçtiği süreçle paralel olan biteni bağlantılı okumak gerekir.
Kovid sonrası dünyada özgürlük ve demokrasiyi şiar edindiğini iddia eden devletler daha baskıcı olacak. İslâm karşıtlığı istisna olmaktan çıkıp kural haline gelecek. Dördüncü Endüstriyel Devrimi yaşayan dünyada, insan gücüne ve niteliksiz işçiye ihtiyaç azaldıkça göçmen karşıtlığı çeşitli biçimlerde körüklenecek.
Bir yerde fiziksel olarak bulunmanın önemini gittikçe azaltan dijitalleşme dalgasıyla, genç nüfusun artması için çabalar sürerken aynı zamanda nitelikli hale getirilmesi de birincil amaç haline gelecek. Bahsettiklerim şimdiye dek daha örtük biçimlerde yaşanan değişimler olsa da Kovid- 19 pandemisinin dünyayı bu yeni dönemi 'doğurmaya' zorlayan sancılar olduğunu görmek ve hazırlanmak gerekir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Artık vites yükseltmenin bile yeterli olmadığı, araç değiştirmenin gerektiği bir dönemdeyiz" sözlerine bir de burdan bakmalıyız..