Fransa'nın başkenti Paris'te iki Müslüman kadın, İslam karşıtı iki kişi tarafından bıçaklı saldırıya uğradı. Eyfel Kulesi yakınlarında gerçekleşen saldırıda bir grup, ellerindeki bıçaklarla iki Müslüman kadını defalarca bıçakladı. Fransız polis kaynakları İslam karşıtı saldırganların, Müslüman kadınları bıçaklarken "Pis Araplar" şeklinde bağırdığını belirtti.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Hz. Muhammed'i (s.a.v.) aşağılayan karikatürleri sınıfında gösterdiği iddia edilen bir öğretmenin katledilmesi üzerine aynı 11 Eylül'de olduğu gibi tüm Müslümanlar hedefe kondu. Katil aşırıcı bir Hristiyan olduğunda akla bile gelmeyen uygulamalar, çok rahatlıkla tek suçu dinini yaşamak olan Müslümanlara uygulanabiliyor.
Fransız İçişleri Bakanı Darmanin, "radikal İslamcılık ile mücadele" iddiasıyla ülkede geçen ay 12, yılbaşından bu yana ise toplam 73 cami, özel okul, dernek ve iş yerlerinin kapatıldığını belirtmişti. Fransa'da İslamofobi'ye karşı Kolektif'i (CCIF) de "devlet düşmanı" olarak tanımlayan Darmanin, Bakanlar Kurulu kararıyla benzer sivil toplum kuruluşlarının da kapatılacağını açıkladı. CCIF, Fransız hükümetinin Müslümanlara yönelik ayrımcı tutumuna karşı mücadelesiyle biliniyor.
Bu gelişmeleri değerlendirirken, devletin baskıcı politikasını Cumhurbaşkanı Macron'un "İslamcı ayrılıkçı" ifadesiyle haklılaştırdığını unutmamak gerekir. Zira bu ifade "helal" yiyecek tüketmeye dikkat eden dindar Müslümanlardan başörtüsü takan Müslüman kadınlara değin pek çok dinini pratiğe döken Fransız vatandaşını sadece ikinci sınıf ilan etmekle kalmıyor, aynı zamanda onların devlet için "haklı hedef" haline geldiğini de ifade etmiş oluyor.
Haşema ve peçe yasağı ile başlayan, 2016'da parlamentodan geçen "okullarda dinî simgelerin yasaklanması kanunu" ile devam eden Fransa'nın Müslümanlar üzerindeki kısıtlayıcı tutumu, yaklaşık 6 milyon Müslüman vatandaşının hayatını tehdit ediyor.
Avrupa'daki aşırı sağın hedefinde 100 yıl önce nasıl Yahudiler vardıysa, bugün de Müslümanlar var. Partisi hazirandaki yerel seçimlerden büyük başarısızlıkla çıkan Macron'un Müslümanları hedef tahtasına koyması da meselenin artık sadece 'aşırı sağ'ın konusu olmadığının kanıtı. Belçika'dan Almanya'ya, Avusturya'dan İtalya'ya yayılan bir dalgadan bahsediyoruz. Bu yüzden alarm zilleri Müslümanlar için çalıyor. Artık Müslümanlar, ırkçı zulmünün üzerinden bir asır geçmemiş olan Avrupa'nın 'yeni Yahudileri'dir...