Doğu Akdeniz'de işler yolunda gitmiyormuş. İstikrar kalmamış. Neden? Çünkü Türkiye denkleme girmiş. Böyle yazılıyor her yerde. Yunanistan-Mısır-Güney Kıbrıs ne güzel Almanya, Fransa ve ABD'nin desteğiyle gemilerini yürütürken bir sıkıntı yoktu. Türkiye, Akdeniz'e en uzun deniz sınırı olan ülkelerden biri olarak "masada ve sahada ben de varım" dediği için istikrarsızlık baş göstermiş.
Balkanlar'a Türkiye nüfuz etmeye çalışıyormuş. Bu 'tehlike'ye en son Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Avrupa Parlamentosu'na hitabında açıkça değinmiş ve "Türkiye ya da Rusya'ya yönelen bir Balkanlar istemiyorum" şeklinde uyarmıştı. Tabii Yunanistan'a tam desteğini de yinelemişti.
Türkiye, Afrika'daki nüfuzunu artırıyormuş. Somali'de asker eğittiği yetmemiş, bir de Somali Cumhurbaşkanı tarafından ülkelerinde petrol araması için davet edilmiş. Libya ile yapılan deniz yetki alanlarının sınırlandırılması mutabakatı zaten gündeme bomba gibi düştüğünden bu yana Yunanistan ve Mısır'ın harita üzerinde bile çaresizce görünen anlaşmasından bu yana karşı bir atak gerçekleştirilememiş.
Türkiye, Suriye'de PKK ve uzantılarını yok ediyor. Tabii ki böyle aktarılmıyor; Türkiye, IŞİD'e karşı mücadele eden grupları yok ediyormuş. NATO üyesi bir ülke, 11.000 kilometre ötedeki 'terör unsurları'na bomba yağdırdığında destek sırasına giren ülkeler, yine NATO üyesi Türkiye'yi dibindeki terör gruplarına müdahale ettiği için kınadılar. Kınamayı geçtim, hatta Almanya ve Fransa gibi ülkeler silah ambargosu ile tehdit ettiler ve askıya aldılar.
Başkan Erdoğan, "Artık kuklalarla değil, kuklacılarla muhatap olduğumuz bir döneme girdik" derken tam da bunu kastediyordu. Artık kartlar açık oynanıyor. Çünkü kuklalar bir bir etkisizleştirildikçe kuklacılar sahnede yerini alıyor.
Muhalefetimiz ise dolar ve euro'nun artışı söz konusu olduğunda "dış mihraklar" diye dalga geçmek dışında bir şey yapmıyor. Dış mihraklar açık. Rekabette olduğumuz ülkeler var ve Türkiye dünya sahnesinde haklı mücadelesini veriyor.
Daha geçen sene ABD Başkanı, "Türkiye, benim anlayışıma göre koyduğum sınırların dışında olduğunu düşündüğüm bir şey yaparsa, ekonomilerini mahvederim ve yok ederim. Daha önce de yaptım" demedi mi? Bahsettiği saldırı 2018 Temmuz'unda doların yine zıplatılması meselesi ve bizi YPG'ye müdahale ettiğimiz için tehdit değil miydi? Peki, Türkiye Cumhuriyeti ne yaptı? En son Suriye'yi terk eden Amerikan askerlerine el sallamadık mı?
Dik durursak, terörün kökünü kazıyabiliriz. Dik durursak, Akdeniz'deki enerji pastasından payımızı alabiliriz. Dik durursak üç kıtada nüfuzu olan büyük bir ülke haline gelebiliriz. Dik durmazsak, sırtımıza sopayı vuran çok olacak; hem de bu sefer tekrar kalkmamızın şartlarını da yok ederek gelecekler.