Libya'da, her bir Türk vatandaşının gurur duyacağı işler oluyor. Muhalefet, küresel bir sağlık krizi yaşanırken bile erken seçim çağrısı yaparak gündemi bulandırdığı için gözünüzden kaçsın istemedim.
Geçtiğimiz sene, aynı zamanda Amerikan vatandaşı olan ve pek çok uluslararası gücün desteklediği Hafter ile çetesi, Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne (UMH) karşı silahlı ayaklanma başlattı. Birleşmiş Milletler'in tanıdığı tek meşru yapı olmasına rağmen UMH, kendisini dünya sahasında köşeye sıkıştırılmış buldu. Ta ki Türkler gelene kadar...
Türkiye, Mayıs 2019'dan itibaren UMH'ye destek verdi. Kasım 2019'da ise ilk tartışıldığı MGK toplantısından tam 9 yıl sonra Türkiye ve Libya arasında Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması anlaşması imzalandı. Ayrıca askerî ve güvenlik alanlarında da anlaşmalar imzalandı.
Ve UMH'nin Başbakanı Serrac, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni Libya'ya desteğe davet etti. Tezkereye Meclis'te, Cumhur İttifakı destek verdi. CHP ve HDP elbette destek vermedi. Ama esas İYİ Parti destek vermedi. Bu da kayda geçsin.
Türkiye'nin Libya'da ne işi olduğunu sorup duran muhalefetimiz bilmese de Hafter'i destekleyen Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır, İtalya, Yunanistan, Fransa, İtalya ve ABD ne işimiz olduğunun gayet farkındaydı. Düşeceğine kesin gözüyle bakılan UMH, Türkiye sayesinde ayakta kaldı.
Bugün Vatiyye'de olduğu gibi Hafter güçleri arkalarına vurarak askerî üsleri terk ediyor. SİHA'larımız, BAE'nin parasını verip Hafter'e teslim ettiği, Rus yapımı hava savunma sistemi Pantsir'leri aktif halde olmalarına rağmen keklik gibi avlıyor. Her biri 15 milyon dolar olan sekiz Pantsir uçurmuşuz, gururlanmamak zor.
Önümüzdeki süreçte ateşkes çağrılarına aldırmadan ilerleyen UMH güçleri, Tarhuna kentini de alırsa, Hafter çetesinin sonuna gelindiğini söyleyebiliriz.
Daha önemlisi Libya'yı kurda kuşa yem etmediğimizi söyleyebiliriz.
En önemlisi Akdeniz'deki egemenlik haklarımızı kimseye yedirmeyeceğimizi cümle aleme kanıtladığımızı söyleyebiliriz.
Osmanlı'nın gerilemesinin sebeplerinden biri açık denizlerdeki gücünü kaybetmesiydi. Bizim büyüme sebeplerimizden birisi Libya ile yaptığımız anlaşma ve Erdoğan'ın sarsılamayan iradesiyle edindiğimiz kazançlar olacak. Muhalefetimiz, gölge etmesin, başka ihsan istemez.