"12 Eylül darbesi yapılmış ve işkenceciler gemi iyice azıya almıştı. İşkencelerde uygulanan metotlar artık çığırından çıkmıştı. Öylesine iğrençlikler sergileniyordu ki, dayanılır gibi değildi. Aradan yıllar geçtikten sonra, darbe öncesi MHP'nin Genel Sekreter Yardımcılığı makamında bulunan Yaşar Okuyan, yaşananları, "Ülkücü Hareket'in bazı liderlerinin ırzına bile geçtiler" sözleriyle özetleyecekti.
Dayaktan etkilenene dayak atılıyordu. Erkeklik organından elektrik verilmesinden rahatsız olanlara defalarca elektrik veriliyordu. Bazıları Filistin Askısı'na asılıyordu. Bazıları da çırılçıplak soyulduğunda çözülüyordu. Utanma duygusu yüzünden morali bozulduğu tespit edilenler, bütün sorgu boyunca çıplak tutuluyordu.
Mamak Askeri Cezaevi'nin C-5 adı verilen bölümünde sergilenenler, kelimenin tam anlamı ile insanlık dışıydı. Burada bir yandan işkence, diğer taraftan sorgu yapılıyordu. Sorgu ekibinin başında ise MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası'nın savcısı Hava Hakim Albay Nurettin Soyer vardı."
Emin Pazarcı'nın 12 Eylül yazı dizisinde bahsettiği işkenceci Nurettin Soyer, aynı zamanda 12 Eylül askeri darbesinden sonra MHP ve ülkücü kuruluşlar iddianamesini yazıp, Alparslan Türkeş'e de idam isteyen askeri savcı olarak biliniyor. Soyer'in açtığı dava dolayısıyla Türkeş yaklaşık beş sene hapis yatmıştı. Ayrca ülkücülere 5 idam ve 9 müebbet verilmiş, 221 ülkücü de 36 yıl ile 10 ay arasında değişen hapis cezalarına çarptırılmıştı.
CHP-İyi Parti ittifakının İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday gösterdiği Tunç Soyer ise Nurettin Soyer'in oğlu oluyor. Meral Akşener, ülkücü camiadan gelen tepkileri, "Babadan oğula suç geçmez" diyerek yanıtlamış ama Tunç Soyer'in şu sözleri kendisini cevaplamaya yeterli olsa gerek:
"Babam Nurettin Soyer, yaşadığı sürece, Türkiye Cumhuriyeti ordusunun onurlu bir askeri ve onurlu bir hukukçusu olmuştur. İsmini taşımak ve evladı olmak en büyük onurumdur. Bu tür sataşmalar onun ismini lekeleyemez."
Filistin askısında can çekiştirilen ülkücülerden idam edilen ülkücülere dek ismindeki leke asla çkmayacak olan Soyer'in oğluna oy verecek ülkücüleri tarih onur kelimesi ile birlikte anmayacaktır.
Nitekim dün İYİ Parti kurucu üyelerinden 21. Dönem Erzurum Milletvekili Cezmi Polat şu sözlerle istifasını açıkladı: "Mamak Mahkemeleri'nde 12 Eylül döneminde ülkücülere kan kusturan, Türk milliyetçilerini haksız, hukuksuz şekilde ipe götüren bir babanın oğluyla bizim işimiz olmaz, olamaz."
31 Mart akşamını beklemeye gerek yok; ilkesiz siyasetin yol açtığı son birkaç gündeki istifa kervanı bile CHP-HDP-İYİ Parti ittifakının şimdiden kaybedenlerden olduğunu gösteriyor.
