Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HİLAL KAPLAN

Yükümüz ağırlaştı

ABD medyası ilginç. Başkanları, Birleşmiş Milletler'den veya Kongre'den onay almadan on bin kilometre ötedeki ülkeleri işgal edip savaş açtıklarında gönüllü biçimde çanak tuttular. Hatta Saddam'ın 'kitle imha silahları' olduğuna tüm dünyayı inandıran bir vazife de üstlendiler. Öldürülen üç milyon insanlık sivil felaketin altında kendi imzaları da vardı. Ancak bir ABD Başkanı, Kongre onayı alınmadan açılan bir savaştan askerlerini geri çekmek istediğinde yeri göğü inletenler yine onlar. Hatta sözde en liberal ve savaş karşıtı bilinen medya kanalları bile CNN'den farksız bir yayınla geri çekilme planının DEAŞ'ı yeniden dirilteceği üzerinden korku pompalıyor.
İlginçtir, bugünlerde Donald Trump'ın seçim kampanyası sloganı MAGA'yı, yani "Make America Great Again / Amerika'yı Yeniden Büyük Yap"ı, "Make Ankara Great Again / Ankara'yı Yeniden Büyük Yap" diye tercüme etmek oldukça popüler. Fakat bu geri çekilişin evrildiği yön, gittikçe Türkiye'yi muazzam bir yükün altına sokmaya doğru gidiyor.
Başkan Erdoğan ve Trump, iki hafta içinde yaptıkları ikinci ve son telefon konuşmasında, belli ki geri çekilmenin yansımaları üzerine tartışmışlar. Trump konuşma sonrası attığı tivitte şöyle diyordu: "Türkiye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, DEAŞ'tan geri kalanları yok edeceklerine dair çok güçlü şekilde beni bilgilendirdi... Ve o bunu yapabilecek bir adam. Artı, Türkiye onların 'hemen yanı başı.' Birliklerimiz evlerine geri dönüyor!"
Tüm medya saldırılarına rağmen, on bin kilometre ötedeki sınırı değil de yasadışı göçmenlere karşı Meksika sınırını güçlendirmeyi ve devasa bir duvar örmeyi planlayan, hatta bu sebeple demokratlarla uyuşmazlık yüzünden yılbaşı öncesi 'hükümetin kapatılması' sürecini bile göze alan Trump yine de kendi seçmenlerinin onayını almış gibi görünüyor.
İşin bize dönük kısmında ise, dünyaya "DEAŞ'la mücadele Türklere kaldı" argümanı benimsetiliyor. YPG'nin elindeki binlerce DEAŞ'lı mahkûmu serbest bırakacağı söyleniyor. Öte yandan on bini aşkın, ABD tarafından eğitilip donatılmış YPG'linin de buhar olup uçmayacağı net. Daha önce DEAŞ'la anlaşma yaptıkları bilinen YPG, Türkiye'yi zorlamak için tüm gayrimeşru yöntemlere başvuracaktır.
Ayrıca YPG'nin Kamışlı'da Esed yönetimi yetkilileriyle görüşmeler yaptığı da yansıyan haberler arasında. Esed yönetimiyle başından beri sorun yaşamayan ve işbirliği içinde olan YPG, kendisi için bir numaralı tehdit gördüğü Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak için DEAŞ'la da Esed'le de birlikte çalışmaktan geri durmayacaktır.
Öte yandan dün Rus Dışişleri Bakanı Lavrov'un, İran ve Suriye yönetiminin Türkiye'nin İdlib'de kontrolü sağlamasına yeşil ışık yaktığını belirten açıklaması, ne kadar devasa bir yükün altına girdiğimizin habercisiydi. Bundan sonraki süreçte, Ruslar şayet ABD'nin yaptığı gibi ikili oynamazlarsa, bölgenin daha yönetilebilir bir evreye girmesi hızlanacaktır. Her halükârda Trump, şayet Pentagon'un YPG'yi eğitip donatmasının önüne kesintisiz bir set çekebilirse, bu Suriye'den gelecek tehditleri bertaraf etmek için elimizi güçlendirecek bir faktör olacaktır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA