Dünyanın en çok madalya alan, son askerine dek şehit düşen, en kahraman birliği. Çanakkale Savaşı'nda, Mustafa Kemâl'in komutasındaki 19. Tümen Komutanlığı'na ihtiyat birliği olarak katılmışlardı.
Arıburnu'nda, Anzaklara karşı ilk göğüs göğüse çarpışan bu birlik, kendinden dört kat fazla düşman askerine karşı mücadele verdi. Mustafa Kemâl'in, "Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum" talimatına muhatap olan askerleri de içeren ve Çanakkale'de vatanını müdafaa eden 57. Piyade Alayı'nda 49 subay, 3.480 er ve erbaş şehit oldu.
Alay Komutanı Yarbay Hüseyin Avni Bey, sonra Elbistanlı Şevki Bey, ardından Ispartalı Ömer Fevzi Bey şehit olana dek alaya komutanlık etmişler.
Binbaşı, yarbay, yüzbaşı derken rütbeler düşse de şehit olma arzusu değişmedi ve en son Konyalı Hasan Fehmi Bey alaya komuta etti. Alayın en yaşlısı olan Fehmi Bey'in rütbesi yoktu çünkü Alay İmamı'ydı.
Günümüzde Türk Silahlı Kuvvetleri'nde 57. Alay Birliği vardır ama kahramanlarımıza hürmeten alayın askeri yoktur. 57.
Alay'ın en son askerinin, alay sancağını bir küçük ağacın dalına asıp, ondan sonra şehit olduğu söylenir.
Bunları niye hatırlattım? Çünkü kahramanlıkla yüklü 57. Piyade Alayı Sancağı, geçtiğimiz günlerde düzenlenen bir törenle Kilis'e getirildi ve Belediye Başkanı Hasan Kara'ya teslim edildi. Kara da sancağı, askerlerimize iletilmek üzere, 2. Hudut Taburu Komutanlığı'na emanet etti.
57. Alay Sancağı'nı, daha önce de, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, ABD Başkanı Trump'la yaptığı telefon görüşmesi sırasında odasından çekilen fotoğraflarda görmüştük.
Cumhurbaşkanı'nın yanı başında bulunan sancakla, ABD Başkanı'na Suriye'nin kuzeyinde bir PKK devleti kurulmasına izin vermeyeceğimizi söylemesi şüphesiz dahiyâne bir mesajdı.
Tarihini hatırlamak ve hatırlatmak bir varoluş mücadelesidir, direnişin en önemli cephelerinden biridir.
Abarttığımı mı düşündünüz, o halde bir hatırlatma daha yapalım:
Son dönemde hakkında çekilen bir dizi de başlayan Kut'ül Amare Savaşı'nda, 13 İngiliz general, 481 İngiliz subayı ve 14.685 İngiliz askeri esir alınmıştı. Kut, öyle bir zaferdi ki, İngiliz tarihçileri bile onu tarihlerinin en aşağılık şartlı teslimi olarak anarlar. Peki Kut Zaferi'nin sadece Ak Parti döneminde mi anıldığını sanıyorsunuz? Asla!
1952'ye kadar 29 Nisanlarda bayram olarak kutlanan bir zaferdir Kut. Sonra ne mi oldu? NATO'ya girdik. NATO'ya üyeliğin şartlarından biri olarak da bu kutlamalar kaldırıldı ve Kut Zaferi ders kitaplarından çıkarıldı.
57. Alay yaşamaya devam ediyor!