Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HİLAL KAPLAN

Kudüs ve “Tanrı’yı kıyamete zorlamak”

Adı "Salvator Mundi." Anlamı, "Dünyanın Kurtarıcısı." Leonardo da Vinci'ye ait olduğu söylenen bu resim, 2005'te keşfedildi.
Ve geçtiğimiz günlerde 100 milyon dolardan satışa çıkarılıp, en yükseği 300 milyon dolar olan sanat müzayedeleri rekorunu kırarak, 450 milyon dolara satıldı! Alıcı mı?
Suudi Arabistan'ın de facto yöneticisi olan Veliaht Prens Muhammed bin Selman. Evet, kendine biat etmeyen prensleri yolsuzlukla suçlayıp, servetlerine el koyan Veliaht...
Sözde Hz. İsa'yı temsil eden resimde, figürün sağ elinin şehadet ve orta parmağı üst üste gelerek kutsama işareti yaparken, sol elinde ise bir cam küre tuttuğu görülüyor. Cam kürenin ilginç yanı, bir optik uzmanı olan da Vinci'nin dikkatinden kaçması imkânsız olacak şekilde ışığı yansıtmıyor olması! Yani bir nevi 'sihirli' bir küreden bahsediyoruz.
Trump'ın ilk yurtdışı gezisi olan Suudi Arabistan ziyaretinde, Suud Kralı ve Mısır'ın diktatör generali Sisi ile beraber ellerini koyduğu cam küreyi hatırladınız mı? Sizi bilmem ama Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyan kararıyla aynı günlerde, "Dünyanın Kurtarıcısı" tablosunu alanın Suud Veliaht Prensi olduğunun basına sızdırılmasıyla benim aklım direkt o cam küreye gitti. Acaba kendilerini bir nevi üç semavi dinin temsilcisi olarak aynı amaca, yani "Kıyameti Zorlamaya" ve Mesih'i çağırmaya adayan kişiler olarak da görüyorlar mıdır?
Zira malumunuz Trump'ın Kudüs kararına İsrail kadar sevinen diğer bir grup daha vardı:
%84'ünün Trump'a oy verdiği belirtilen Hıristiyan Evanjelikler.
Evanjeliklere göre, dünyadaki ama özellikle Ortadoğu'daki büyük karışıklıklar sonucu 'Kurtarıcı Mesih' gelecek ve tüm kâfirlere galebe çalacaktır ki buna Hıristiyanlığı kabul etmeyen şimdiki (şimdilik) Yahudi dostları da dahildir. Bu anlamda ABD'de, Trump'ı "Tanrı'nın gönderdiği ve görevlendirdiği" bir Başkan olarak gören insan sayısı 50 milyona yakındır.
Ancak siyasi etkileri, demografik güçlerinden de fazladır.
Evanjelikler, Kudüs kararıyla Mescid-i Aksa ve çevresinin yıkılıp yerine "Süleyman Mabedi" inşa edilmesi sürecinin hızlandığına ve Mesih'in ancak bu mabed inşa edildikten sonra geleceğine inanmaktadırlar.
İsrail'de ise Mescid-i Aksa yıkılıp yerine Süleyman Mabedi yakın zamanda inşa edilmediği takdirde, ülkenin yok olacağına ilişkin olan inanç oldukça yaygın ve iki dinin takipçilerini umulan sonuçları birbirinden farklı da olsa bu ikircikli ortaklıkta birleştiren amaç da budur.
Trump'ın, Evanjelik Başkan Yardımcısı Pence'in yanı sıra Johnnie Moore, Jay Sekulow ve Robert Jeffres gibi gayri-resmi danışmanlarının ve savunucularının da önde gelen Evanjeliklerden olduğu bilinmektedir.
Buna Ortadoğu'da barışı tesis etmekle görevlendirilen damadının Yahudi kimliği ve Suudi Veliaht Prens'le sık sık görüşmelerini de ekleyince, alınan kararda "Tanrı'yı Kıyamete Zorlama" niyetinde olanların sandığımızdan da fazla olabileceği akla geliyor.
Bize gelince... Bir Filistin vardı, bir Filistin gene var!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA