Suriye devrimini boğmak için oluşturulan DEAŞ'ın 'görev süresi'nin sonuna geliniyor. Hatta Körfez ülkeleri turuna çıkan ABD Dışişleri Bakanı Tillerson, ilk durağı olan Suudi Arabistan'da, Irak'ta DEAŞ ile mücadelenin sonuna gelindiğini ilan etti. Ardından buna dayanarak, İranlı savaşçılar başta olmak üzere tüm yabancı savaşçıların Irak'ı terk etmesi gerektiğini belirtti.
Tillerson, İran Devrim Muhafızları'nın dış operasyonlarından sorumlu Kudüs Güçleri'nin komutanı Kasım Süleymani'nin adamlarıyla birlikte Irak'ı öylece terk edeceğini düşünmüyor olsa gerek. O yüzden Kerkük'e müdahaleden sadece dört gün sonra, Abadi'nin apar topar bir Körfez turuna çıkmasına tesadüf diyemeyiz.
Abadi, Kerkük müdahalesi ardından kendisini ilk arayan liderlerden biri olan Kral Selman'ı ziyaret etmek üzere, 21 Ekim'de beraberindeki bakanlarla birlikte Riyad'a gitti. Burada Irak-Suudi Arabistan Koordinasyon Konseyi kuruldu ve ilk toplantısını yaptı. Ardından Mısır'a geçti ve Sisi'yle beraber sıcak mesajlar verdi. Oradan Ürdün'de Kral Abdullah ile buluştu ve Körfez'den Irak'ın egemenliğini pekiştirmiş biçimde döndü.
Bu arada Kerkük'e müdahale edilen günlere rastladığı için pek dikkatleri çekmedi ama 17 Ekim'de, Rakka'nın ilginç bir misafiri vardı. İlk kez Suudlu bir Bakan, ABD DEAŞ ile Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk ile beraber Rakka'ya geldi ve 'incelemelerde bulundu.' Bakan Tamer el-Şaban'ın gezisinin sebebi, Rakka'nın yeniden inşası olarak gösterilse de, Şaban'ın daha önce Irak Büyükelçiliği yapmış, resmi unvanı Körfezle İlişkilerden Sorumlu Bakan olması tek sebebin bu olmadığını düşünmek için kâfi. Bu ziyaretten bir ay öncesinde, 27 yıldır kapalı olan Irak-Suudi Arabistan sınır kapısının törenle açılmış olduğunu, McGurk'ün orada da Şaban'a eşlik ettiğini anımsatalım.
Referandum öncesi Barzani'ye yeşil ışık yakan Suudi Hanedanı'nın bu 180 derecelik dönüşünün arka planında Pentagon'un Irak ve Suriye'yi şekillendirmede Suudları aracı kılacağı, Sünni Araplar başta olmak üzere Iraklı Şii lider Mukteda es- Sadr üzerinde olduğu gibi 'ikna edici' rol oynamalarını sağlayacağı konuşuluyor. Üç gün sonra dev bir Öcalan posteriyle poz veren YPG'lilerle Suud Bakanı'nın bir araya gelişinin Türkiye'ye açık bir mesaj olduğunu da not etmek gerekir.
Analistlerimiz ve köşe yazarlarımızın Suriye'de özerk bir YPG devletinin kurulmasının imkânsızlığından kesin bir dille bahsetmelerinden ötürü bunları vurgulama gereği duydum. ABD'nin niyet ve ittifaklarını doğru okursak, bu projeye karşı durma imkânımız da o kadar fazla olur.