Kanaatimce Akıncı Üssü iddianamesi, 15 Temmuz darbe girişimi davalarının en önemlisidir. Zira 250 şehide yol açan o mel'un gecenin planlayıcısı ve icracılarının önemli kısmı, bu davada yargılanmaktadır. Ancak bu kadar önemi haiz bir davayı detaylara boğarak ya da sanık yalanlarını abartılı biçimde sunarak anlayamayız.
Öncelikle, darbenin merkezi olan askerî üsle alakalı davada yargılanan ve darbecilere emir verme pozisyonunda oldukları kamera kayıtları ile sabit beş kişinin 'sivil'lerden oluşuyor olması dünya tarihindeki bir 'ilk'tir. Ve bu 'ilk', bize FETÖ'nün nasıl bir terör örgütü olduğunu dünyaya daha iyi anlatmak bağlamında hayatî doneler sunmaktadır.
Firari Adil Öksüz'den sonra, darbe girişiminin ikinci ismi olan Kemal Batmaz, 13 Temmuz günü, Pensilvanya'dan Türkiye'ye dönerken, Atatürk Havalimanı'nda Öksüz ile birlikte görüntülenmişti. Yakalandığında, o da Öksüz gibi 'arsa bakmaya' geldiğini iddia etti. FETÖ'cü Kaynak Holding'e bağlı Kağıt AŞ'nin eski genel müdürü olan Batmaz, 2015'te bir emlak şirketi kurmuş ama hiçbir alım ya da satım işlemi yapmamış. Yani arka planda örgütteki vazifesini yapmasına yarayan paravan bir şirket kurmuş. Akıncı Üssü'nden çıkan kamera kayıtlarında, rütbeli FETÖ'cü askerlerin, Batmaz'a asker selamı vermesinden örgütte ne kadar üst bir pozisyonda olduğunu anlayabiliyoruz.
Bir diğer baş sanık Hakan Çiçek ise, FETÖ'cü olduğu ortaya çıkan ancak isminden verdiği imaja kadar kendisini koyu Atatürkçü gibi gösteren ve bu şekilde pek çok Atatürkçü ailenin de çocuğuna erişim imkânı bulan Anafartalar Koleji'nin sahibiydi. Darbe gecesi Akıncı Üssü'nden kaçarken jandarma tarafından yakalanan Çiçek, üsse, Albay Ahmet Özçetin'in davetiyle 'sosyal etkinlik' için gittiğini iddia ederek en 'fantastik' savunmalardan birisini yaptı. 'Kurmay Subay İmamı' olduğu ortaya çıkan Çiçek'in kardeşi Binbaşı Gökhan Çiçek de darbede yer alan askerlerden birisiydi.
Akıncı'daki 'sivil imam'lardan bir diğeri Nurettin Oruç ise, FETÖ'ye bağlı Soyut Medya çalışanıydı. Ki Soyut Medya'nın sahibi Fetullah Çatal da bazı FETÖ'cülerle birlikte, Yunanistan'a kaçmaya çalışırken yakalanmıştı. Akıncı Üssü 143. Filo'da olduğu görüntülenen Oruç'un kardeşi, Üsteğmen Hüseyin Oruç ise halen aranan FETÖ'cüler arasında. Güneydoğu Jandarma İmamı olduğu belirlenen Oruç, mahkemede kendisini Akıncı Üssü taraflarına belgesel çekmeye geldiğini iddia ederek savundu. Diğer FETÖ'cüler gibi, Akıncı Üssü kayıtlarındaki görüntüsünün ise kendisinin olduğunu inkâr etti.
Sivil imam'lardan Harun Biniş ise, darbe girişimindeki sorumlu beşinci isim. Biniş, FETÖ'nün meşhur Kaynak Holding'ine bağlı Sürat Bilişim Şirketi'nin eski bir çalışanıydı. Hatta 2010-2012 arasında Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nda (TİB) çalıştı. O yıllarda FETÖ'nün dinleme merkezi gibi çalışan TİB'in iletişim sistemlerinin kurulmasında rol aldı. 17-25 Aralık operasyonu sonrasında, FETÖ'nün kumpasları ortaya saçılırken, askerlerin ve MİT mensuplarının usulsüz dinlenmesinde yer aldığı iddianamelerde yer alınca, 2014 yılında firar etti. Ancak 15 Temmuz gecesi, Akıncı Üssü'nde görüntülendi. Darbe başarısızlığa uğrayınca, yine firar etmeye çalışırken, Kemal Batmaz ile birlikte yakalandı.
Askerlere emir verenlerin biri emlakçı, diğeri eğitimci, öteki belgesel yapımcısı... Zaten Adil Öksüz de 'ilahiyatçı'ydı! FETÖ'nün örgüt hiyerarşisinin nasıl işlediğinin bir numunesi olan Akıncı Üssü iddianamesini dünyaya iyi anlatmak hepimizin boynunun borcudur.