CHP-HDP ittifakı hız kesmeden devam ediyor.
İttifakın 'şemsiye örgütü' işlevi görecek olan, CHP-HDP tabanını birleştirme projesi "Demokrasi İçin Birlik Hareketi" (DİB) geçtiğimiz günlerde toplanmış.
CHP ve HDP'nin eski ve mevcut vekillerinin, SHP ve BDP'nin eski vekillerinin hazır bulunduğu toplantıda açılış konuşmasını eski CHP milletvekili Binnaz Toprak yapmış. Toprak, "milliyetçi- dinci" dediği halkın bir kesiminden şöyle dert yanmış:
"AKP ile bu milliyetçi, dinci kesimler daha da ortaya çıktı. AKP'nin gündeme getiremediği başkanlık sistemini bugün MHP hortlattı." Toprak, tam da milliyetçidinci diye aşağılayıp, âdeta bir haşere türünden bahseder gibi halkı ele aldığı için bulundukları yerde sayıkladıklarını hâlâ anlayamamış.
DİB Divanı adına söz alan eski BDP milletvekili Akın Birdal, "Türkiye'nin en ağır dönemini yaşadığını" belirtirken, sanırım hedef gösterilip kurşunlandığı darbe dönemlerinin ne kadar özgür olduğunu ifade etmiş.
Eski CHP milletvekili Rıza Türmen ise, "Şimdi yere atılıp, üzerine hoyratça basılan, ayaklar altına alınan demokrasiyi ayağa kaldırıp, toprağa dikmeye, sulamaya, kök salmasını sağlamaya gereksinim var. Bunun için buradayız" diyerek halkı 'kurtarılması gereken zavallılar' olarak gördüklerini teyit etmiş.
Hâlâ bu klişe sol jargondan mideniz bulanmadıysa, darbeden on gün önce yurtdışına kaçan Can Dündar'ın, yere kurşun sıkılırken arkasına saklandığı eşi Dilek Dündar'ın da "Sözün bittiği yerdeyiz. Artık bir şey yapalım" dediğini ekleyelim.
Kaçmak çare değil tabii...
CHP'yi Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ve HDP'yi Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen'in temsil ettiği toplantı divan üyelerini seçip dağılmış.
Millet kanıyla bedel ödeyerek faşist askeri cuntayı püskürtürken ya ATM ya uçak bileti kuyruğunda olan solcularımız ise utanmadan halkı 'dinci-muhahafazakâr' diye aşağılayıp, kendilerini de onları kurtaracak süper kahramanlar olarak görmeyi başarıyor. Bırakın kaybedilen 241 candan söz edilmesini, 15 Temmuz'u sadece "diktatörlük başlangıcı" gibi konumlandıran bir kör haksızlık bu...
Tamam, bu 'loser' dinazor ekipten sadır olacak hiçbir anlamlı siyasa yok.
Ancak MHP referandum çağrısı ile sistem reformuna işaret ederken, CHP'nin terörün bariz uzantısı HDP'ye yakınlaşması çoktan Başkanlık Sistemi'nde ortaya çıkacak türden çift partili (Demokratlar vs.
Cumhuriyetçiler) bir siyasî düzleme doğru yol aldığımızı kanıtlıyor.
Başkanlık, doğal siyaset akışı üzerinden bile kendi sağlamasını yapıyor.