Garip zamanlardan geçiyoruz.
Meğer ne çok Ak Parti'nin iyiliğini düşünen varmış.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu mesela Ak Parti'nin selametini çok önemsermiş.
Kanalları Halk TV'de de, Ak Parti'nin güçlü olmasını istediği için, "Dava şuuruna sahip Ak Partili muhalifler organize olsun" çağrıları yapılırmış.
Hele paralel yapı, Ak Parti'nin ayakta kalması için kendini siper edermiş.
Yabancı medya da Ak Parti'yi otoriter ilan etmeyi bir kenara bırakmış, varsa yoksa 'Ak Parti iktidarı gücünü artırmalı' diye çağrılar yapmaya başlamış.
Ak Parti delegeleri ve halk tarafından seçilmiş MKYK üyelerinin yaptığı tercihi, parti içi demokrasinin gereği olarak değil de, demokrasiye aykırıymış gibi resmedenler son kurşunlarını atıyorlar.
Ancak üzgünüm ki, 'yönlendirmeleriniz' her ne ise, Ak Parti kitlesi şimdiye kadar olduğu gibi tam tersinin doğru olduğuna çoktan kanaat getirmiş durumda.
Kafaları karıştırmak için yazdığınız her yazı, attığınız her manşet, yapılan her çıkış sadece zihinleri daha berraklaştırmaya yarayacak.
"Güven krizi var" iddialarınız da, zaten azalmakta olan itibarınızı daha da zedelemekten başka hiçbir işe yaramayacak.
Ak Parti İstanbul milletvekili Markar Esayan, geçtiğimiz günlerde yayınladığı, "Millet ile Erdoğan arasında 'fitne' çıkmaz" yazısında bu mevzuya değinip şöyle yazmıştı:
"Uzun bir yolculuk yaptık Sayın Erdoğan ile hep birlikte. Onun toplumla ilişkisi, standart sapması yüksek dehası sayısız kez test edildi, onaylandı.
Her zaman net, açık ve mert oynadı.
Kişisel hesap yapmadı.
Kendisini değil, milletini düşündü...
Küfe kimin sırtında?
Bunca engeli kim aşmış, bedeli kim göğüslemiş, çoğunluk tek başına kalarak?
Bu hareketin tüm azaları bu yazdıklarımın altına imzasını atar; bizdenmiş gibi işgüzarlık yapanlara karşı da ayık/uyanık olmak lazım.
Bize 'fitne' çalışacağından değil; şu tersten operasyon lafını da kaldıralım artık.
Biz işimize bakalım, daha yürünecek çok yol var." Aynen öyle! Çift başlılık ortadan kalktığında, sadece bürokrasi ve devlet değil, ekonomi de rahatlayacak. Doların düşüş trendine girmesi bunun göstergesidir.
Paralel yapı ve PKK ile mücadele hızlanacak.
Avrupa Birliği'nin terörle mücadeleyi gevşetip, masa kurmaya yönelten küstah telkinlerine Erdoğan'ın 'iç işlerimize karıştırtmam' restinde olduğu gibi, devlet yekvücut ve özgüvenli tepkiler vermeye devam edecek.
Velhasıl kriz yok, 'çıksa da ekmek yesek' diye üşüşenler var sadece.
Başka kapıya!