Kod adı Harun Çekdar. Gerçek adı Ümit Turan. Aslen Iğdır'lı, Kayseri doğumlu. Ümit'in örgüt tarafından verilen sicil bilgilerinde 'şahadet' tarihi var ama doğum tarihi yok. Örgüt saklamaya çalışsa da, daha bıyıklarının bile terlemediği resminden anlaşılan Ümit 16 yaşındaydı.
Muhtemelen önce onu dağa aldılar, eski devletin yaptığı zulümlerle beynini doldurdular. Kendisini patlatmasının ne kadar yüce bir feda olduğunu, bu devletle başka türlü baş edilemeyeceğini söylediler. Örgüt kaynaklarının yazdığına göre 'komutan' payesi verdiler ki kendisini hiç olmadığı kadar önemsenmiş ve üstün hissetsin. "Bu ceberut devletin neden meclisinde 80 tane bize yakın vekil var?", onlar varken benim bu yaşta kendimi patlatmamın 'gereken cevap' olduğuna emin misiniz?' sorusunu muhtemelen hiç sormadı Ümit. Kendisiyle birlikte iki askerin de ocağına ateş düşürdü.
PKK geçen sene 18 yaş altı olan tüm kadrolarını evlerine göndereceğine söz vermişti ama tutmadı. Aileler PKK tarafından kaçırılan/ PKK'ya kaçan çocuklarını almak için günlerce Diyarbakır Belediyesi önünde çadır kurdu. Seslerini duyan olmadı. Selahattin Demirtaş, onların MİT tarafından parayla tutulduğunu iddia edecek kadar merhametsizleşti. Gültan Kışanak, 'rahatsızlık verdikleri' gerekçesiyle çocuklarını arayan aileleri belediye önünden tazyikli suyla püskürttü. 'Büyük insanlık'ta çocuğunu isteyen ailelere de yer yoktu.
Aynı şekilde YPG de geçtiğimiz sene 'çocuk savaşçı' almayacağına dair söz vermişti; sadece Türkiye'ye değil, uluslararası kamuoyuna da. "Cenevre Çağrısı" isimli, devlet statüsünde olmayan silahlı grupları savaş suçları işlememe noktasında denetleyen ve teşvik eden uluslararası bir sivil toplum örgütünün ziyareti sonrası, "YPG Başkomutan Yardımcısı" Redur Halil, şu açıklamayı yapmıştı:
"18 yaşın altındaki çocukların silah altına alınmasını yasaklayan bazı önlemler almış olsak da, bu problemin devam ettiğini kabul ediyoruz. Bu konudaki uluslararası kaygının da farkındayız ve kalıcı bir çözüm bulmak için başta 'Cenevre Çağrısı' olmak üzere tüm taraflarla beraber her tür çabayı sarf ediyoruz. Tüm 18 yaş altı askerlerimizi kayıt altına alıp, onları silahsızlandırmaya ve terhis etmeye karar verdik. Tüm bunlar bir ay içinde yapılacak. Bundan sonra da Cenevre Çağrısı'nın 'Eylem Taahhüdü'ne uyarak, 18 yaş altındaki çocukları almayacağız."
Geçtiğimiz sene haziran ayında yapılan bu açıklamada verilen sözlerin tutulmadığını, Türkiye'ye girmesine izin verilen YPG'lilerin cenazeleri gösterdi. Daha bir ay önce devlet, cenazelerini almayı bırakın, yaralı YPG'lileri kendi hastanelerinde tedavi ettiriyordu ama çok uğraşmamıza rağmen o sürecin kıymetini bildiremedik. Neyse, giren YPG'lilerin yaşlarına baktığınızda da karşınıza aynı tablo çıkıyor. Büyük çoğunluğu 16-17 yaşları arasında olan kız ve erkek çocukları DAEŞ'le yapılan savaşta ölmüşler. Kandil, tecrübeli elemanlarının çoğunu ya dağda ya Türkiye'de tuttuğu için, PKK da YPG de çocukları ölüme göndermekte tereddüt etmiyor. Ne verilen sözler tutuluyor ne de 16 yaşındaki çocuğa 'Sen geride dur, kendini patlatmak, Amerikan ordusuyla aynı silahlara sahip DAEŞ'le savaşmak senin işin değil' diyor.
HDP Şırnak Milletvekili Aycan İrmez, Başbakan Davutoğlu'nun sözleri üzerine verdiği soru önergesinde "Feda edilecek çocuklar kim?" diye sormuş. Kafasını çevirip cesaret ederse esas Kandil'e sorsun bence çünkü feda edilen ve gerçekten çocuk yaşta olanlar Kandil'dekiler tarafından ölüme yollanıyorlar.
Bizim sesimiz onlara kadar ulaşamayacağı için siz söyleyin, çocuklara kıymasınlar!