Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NİHAT HATİPOĞLU

İslam’ın değerleri evrenseldir

İslam'ın Kutsal kaynağı olan Kur'an-ı Kerim, her tarihe ve her coğrafyaya hitap eden hükümleri ihtiva eder. Kur'an'ın hitabı; bir coğrafyaya veya ırka değil, bütün coğrafya ve ırklaradır.
Tarihsel değildir. Irki değildir. Zaman aşımına uğrayamaz.
Yalanı onaylamaz. Zalimin yanında olmaz.
Sömürüye karşıdır.
Tek ilahı- tevhidi- esas alır.
Adil olmayı emreder.
Yetimi yoksulu korur.
Emanete ihanet etmemeyi emreder.
Küfrü ve şirki onaylamaz.
Samimiyet ve istikameti esas alır.
Üstünlüğü Allah'a yakın olmakta görür.
Ahde vefa ister.
Anne - babaya yumuşak davranmayı emreder.
Cana kıymayı yasaklar.
Rüşveti kabul etmez.
Haset, dedikodu ve gıybeti onaylamaz.
Fakirlere yardım etmeyi (zekât, sadaka) emreder.
Her akla hitap eder. Anlamı ve talimatları anlaşılırdır.
Alışverişte hileyi yasaklar.
Zina ve benzeri ahlaki faaliyetleri reddeder.
Kaosu ve terörü reddeder.
Konuşma ve savunma hakkını kabul eder.
Şiddeti onaylamaz.
Haddi-sınırı- aşmayı kabul etmez. Haddi aşmayın der.
Akrabalık bağlarını koparmamayı emreder.
İnsanların ayıbını aramayı - tecessüsü- yasaklar.
Lakap takmayı, insanlarla alay etmeyi haram sayar.
Suizandan sakındırır.
Kibir ve çalımlı tavırdan sakındırır.
Affetmeyi ve iyi davranmayı öğütler.
Kadınların namusuna dil uzatmamayı emreder.
Hırsızlığa prim vermez.
Güzel söz söylemeyi, çirkin sözden kaçınmayı emreder.
Tevazuu emreder. Ahidlere - anlaşmalara bağlılığı emreder. Anlaşmanın karşı tarafı gayri müslim de olsa durum değişmez.
İmansızlarla aradaki mesafeyi apaçık ortaya koymayı emreder.
İnançta zorlamayı değil, ikna ve tebliği esas alır.
Karaborsacılığı, insanları aldatmayı kabul etmez.
Ticarette sahtekarlığı onaylamaz.
Kadınların ve erkeklerin birbirini tamamladığını, eşit yaratılmışlar olduğu deklare eder.
Suç ve günahın şahsi olduğunu, günahsıza günahın yükletilmeyeceğini belirtir.
Savaş halinde bile ateşkese çağırır, aşırılığı onaylamaz.
İnsanların birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye etmelerini emreder.
İbadete çağırır ve böylece temizlenmeyi ve arınmayı ister.
Varlığın günün birinde sonlanacağını belirterek; bencil, saldırgan, nefsine tapınan, insanlara ve güce tapınan insan türlerini iç alemiyle hesaplaşmaya çağırır.
Her iyilik ve kötülüğün karşılık göreceğini anlatarak ahiret ve hesap şuurunu zinde tutar!

***

Kur'an'ı ve İslam'ı tarihin belli bir dönemine mahkum etmeye ve Kur 'ani değerleri tarihsel olarak niteleyenler, acaba her biri bir ayetin meali olan bu evrensel ilkelerden habersizler mi?
Yoksa onların evrensel dediği değerlerle, bizim ve insanlığın evrensel değerleri mi çelişiyor.
Yukarıdaki her bir satırın tam karşıtlığını yazın - mesela; hırsızlık yapma yerine hırsızlık yap, zulmetme yerine zulmet, alay etme yerine alay et dersek, evrensel değerleri mi bulmuş olacağız.
Siz buna iyi ve isabetli bir bakış tarzı diyebilir misiniz?
Kur'an'daki kıssalar, örnekler, hatta tarihi isimler (Ebu Leheb, Firavun, Haman) ve benzeri her isim gelecek yüzyıllardaki benzer karakterlere birer göndermedir. Dünde kalmadı Ebu Leheb; Ebu Leheb kıtalar dolaşıyor şairin dediği gibi. Ebu Leheb tarihte kalmış bir isim değil, menfi, azgın ve zalim her bir karakterin simgesidir. Her peygamber, aynı zamanda onurlu birer karaktere işaret ettiği gibi.
Kur'an'ın peygamber kıssalarında ibret ve ders esastır. Buralarda bir tarihi süreç, tarihi dönemlerde aranan başlangıç, gelişme, sonuç gibi malzemeyi aramak tamamıyla bilgisizliğin dışa vurumudur.
Kur'an; tarih, coğrafya, tıp, astronomi kitabı değildir belki, bu ilimleri işleyecek insanlara; vicdan, akıl, iman, hikmet, dürüstlük ve samimiyet fısıldayan bir hidayet rehberidir.
İlahiyatçılardan beklenen de, İslam âleminin inanç kodlarını Kur'an-ı Kerim ve Sevgili elçinin sahih sünnetine dayandırmalarıdır. Din hakkında az bilenleri Allah ve Peygamberinden soğutmak olmamalıdır.

DUALARI BELLİ SAYIDA OKUMAK ŞART Mİ?
Öncelikle dualarda esas olan şey, samimiyetle içten ve kabul edileceğine inanarak Allah'a yakarmaktır. Hz. Peygamber (s.a.v.)'in namaz sonrasında ve uyuyacakken bazı duaları sayıyla ifade ettiğini biliyoruz. Benzeri rivayetler vardır. Ancak salatı tefriciye gibi duaları illaki 4444 kere okumak gerekir gibi bir şart yoktur.

RUH HAKKINDA BİLGİMİZ VAR MI?
Ruh, insan vücuduna canlılık kazandıran ve ölüm esnasında vücuttan çekilip alınan bir hakikattir. Ruh, ölümle beraber berzah-dünya ile ahiret arasındaki- aleme göçer. Kıyamete kadar ya nimet, ya azap görür. Kur'an-ı Kerim ruh hakkında şöyle buyuruyor; "Sana ruhun ne olduğunu soruyorlar. De ki; Ruh, Rabbimin emrinden ibarettir. Bu hususta size pek az bilgi verilmiştir." (İsra, 85)

***


ŞÜKÜR SECDESİ NEDİR? NASIL YAPILIR?

Bir sıkıntıdan kurtulan veya arzu ettiği bir sonuca varan kişinin şükür niyetiyle Yüce Allah'a secde etmesine 'şükür secdesi' diyoruz.
Şükür secdesi yapacak kişi; oturduğu yerde veya ayakta kıbleye döner, tekbir getirir ve secdeye varıp teşbihte bulunur - sübhane Rabbiye'l a'la - der.
Peygamber Efendimizi sevindirici bir haber aldığında şükür niyetiyle secde etmiştir.
Babam namaz kılmıyordu. Vefat etti onun yerine namaz kılabilir miyim?
Namaz bedenle yapılan bir ibadettir. Herkesin kendi namına bu ibadeti yerine getirmesi gerekir. Bildiğiniz gibi her bir fert kendi sevap ve günahıyla hesaba çekilir(İsra,13, Yasin,54, Müddessir, 38)
Bu nedenle de babanızın kılamadığı namazları sizin kılmanız caiz olmaz. Belki, nafile bir namazı Allah rızası için kıldıktan sonra, sevabını babanıza hibe edersiniz ki, bu da ancak bir dua mesabesindedir.
Kimlerle evlenmek caiz değildir?
Nisa suresinin 23 ve 24 , Nur suresinin 31. Ayetleri kimlerle evlenilip evlenilmeyeceğini karara bağlıyor. Özetle; anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek ve kız kardeşlerinizin kızları, süt anneleriniz, süt kardeşleriniz, üvey kızlarınız, gelinleriniz nikahlanması dinen haram olan yakınlardır. (Nisa, 23) Evli olan bir kadınla nikah kıymak da haramdır. (Nisa, 24)
Bunların dışındaki yakınlardan; teyze ve amca kızları, hala ve dayı kızları ile dinen nikahlanıp evlilik bağı kurmakta bir dini engel yoktur. Nikah engeli olmayan bir kadınla da elbette nikah kıyılabilir.
Dinin çok iyi bilinen bu bilgilerinin, kimlere nikah düşüp düşmeyeceğinin bazı kişilerce bilinmemesi hakikaten hayret vericidir.
Peygamberimize salavat getirmekten bahseder misiniz?
Hz. Peygamberimiz (s.a.v.)'e salat ve selam getirmek dini bir emirdir. Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruluyor:
Şüphesiz Allah ve melekleri, peygamberimize salat etmektedirler. Ey iman edenler. Siz de, O'na salat edin. Ve tam bir bağlılıkla O'na selam verin (Ahzab, 56)
Allah'ın salat etmesi, Hz. Peygamber (s.a.v.)'e şefaat ve itibar makamını lütfetmesidir.
Meleklerin salat etmesi; Allah'ım! Hz. Peygamber (s.a.v.)'e ümmetine şefaat yetkisi ver demektir.
Müminlerin salat ve selamı ise; Allah'ım biz müminleri Efendimizin şefaatinden ayırma demektir.
Bu ayette, Allah ve melekler salat ettiler denmeyip, salat etmeye devam ediyorlar anlamında bir sıga kullanması da dikkat çekicidir. Yani şu an bile, Allah'ın ve meleklerin Hz. Peygambere salatı hala devam ediyor demektir.
Hz. Peygamber (s.a.v.)'e vefa göstermek anlamında da olan bu salat ve selamı getirene Allah rahmet eder. Ahirette şefaat vesilesi olur. Muhabbeti artar. Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyuruyor; Yüce Allah'ın yer yüzünde dolaşan melekleri vardır. Onlar ümmetimden salat ve selam getirenleri bana iletirler. (Ahmed, 1/387; Nesai, 3,43) En kısa salat ve selam şöyledir:
"Allahümme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed." "Allah'ım! Peygamberimize ve peygamberimizin akrabalarına salat getiririm."
Yüce Rabbim, Efendimizin şefaatinden bizi mahrum etme.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA