Kur'an'ı ve Hz. Peygamber'i (s.a.v.) yorumlamada görüşlerine katılmadığımız veya katıldığımız arkadaşlarımız olabilir. İlim sahibi olan arkadaşların dini hususlarda anlayışlarına göre yorumlarda bulunmaları belli bir noktaya kadar makuldür ve neticede içtihat müessesesi böyle bir çabadan kaynaklanıyor.
Tahrip ve tahrife girmedikçe; söylenen sözü kitaptan ve sünneti nebiden bir dayanakla delillendirdikten sonra bizden farklı düşünenlere anlayışla bakmalıyız.
Ancak bazı meslektaşlarımızın eline aldığı Kur'an-ı Kerim'i istediği gibi yorumlaması, Kur'an, sünnetten ve sahabe sözlerinden tamamen kendini bağımsız sayması bir felaketin yolunu açıyor.
Kur'an-ı Kerim, Hz.
Peygamber'in (s.a.v.) hadisleri, müçtehitlerin içtihatları, sahabenin kavilleri olmadan vahye dayalı bir dini indi yorumlarla yönlendirmek bir felakete yol açar. Açıyor da.
Şimdi bazı ilahiyatçılar, sırf 'Peygambersiz bir İslam' projesi için Efendimizi o denli etkisizleştirmeye çalıştılar ki, dil ve kalemlerini o kadar vicdansızca kötü kullandılar ki, arkalarından gelen talebeleri Hz.
Peygamber'i tanımaz oldu. Reddetti.
Cerh etti. Sünnetin tümünü uydurma saydı. Sorumsuzca davranıp sorun haline gelen ilahiyatçıların hesabı çok ağır olur indallahte.