Efendimiz veda haccından dönünce minbere çıktı ve şöyle buyurdu: 'Ey insanlar. Ebu Bekir bana hiç yanlış yapmadı. Bunu ona söyleyin.
Ey insanlar! Ben Ebu Bekir'den, Ömer'den, Osman'dan, Ali'den, Talha'dan, Zübeyr'den, Sa'd'den, İbni Avf'ten (r.a.) razıyım.
Ensar ve Muhacirden de razıyım. Bunu onlara bildirin. Ey insanlar! Müminler hakkında dilinize hâkim olun. Müminlerden biri ölürse, onun hakkında iyi şeyler deyin.
Peygamberiniz için korkuyorsunuz
Ey insanlar! Bana haber verildi. Siz, peygamberinizin öleceğinden korkuyorsunuz! Benden daha önce gelen herhangi bir peygamber ebedi kaldı mı ki kalayım! Ben Rabbime kavuşacağım. Siz de bana kavuşacaksınız.
***
Bir adam geldi ve Hz. Peygamber 'e şöyle dedi: Ben sabah namazına şu adamdan dolayı gitmiyorum. O namazı uzatıyor. Ebu Mes'ud diyor ki, Hz. Peygamber'in (s.a.v.) o güne kadar sinirlendiğini hiç görmemiştim.
Minbere çıktı ve şöyle buyurdu: Ey insanlar. İçinizde insanları nefret ettirenler var. Herhangi biriniz namaz kıldığında kısa okusun zira cemaat içinde yaşlı var, zayıf var ve işi olan vardır.
Öncekiler adaletsizlikten yıkıldı
Mekke'nin fetih günü hırsızlık yapan bir
kadının suçunun bağışlanması için Hz. Üsame
Peygamberimize aracı gönderildi. Efendimiz
Üsame'yi dinleyince yüzü kıpkırmızı oldu. "
Sen bir suçun bağışlanması için aracı oluyorsun" diye sert mukabelede bulundu. Sonra minbere çıktı. Sizden öncekiler şundan yok oldular: Zayıf yaptığında ona ceza uyguladılar. Zengin hırsızlık yaptığında onu affettiler.
(
Not: Hz. Peygamber'in Medine'de 500 civarında hutbe okuduğu biliniyor. Bazıları bu hutbelerin ortada olmadığını zannediyorlar ki bu ciddi bir yanılgıdır. Bu hutbeleri derleyen çeşitli çalışmalar yapıldı. Nevaf Cerrah bunlardan 676 tanesini -hutbelerden alıntılar veya hutbe tarzındaki hitabeleri-
Hutebür- Resul adlı eserine almıştır. Ben de bu hutbelerden sadece 2-3'ünü oradaki referanslara göre aldım.)