Cömertliği ile meşhur Hatem-i Tai'ye;
- Acaba senden daha cömert bir kimse var mı, diye sordular.
Bunun üzerine şöyle dedi: "Evet vardır.
Bakın size anlatayım."
Bir yolculuk esnasında bir gence misafir olmuştum. Bu genç birkaç koyunu olan ve geçimini zar zor temin eden bir kimseydi. Buna rağmen, hemen bir koyun kesip pişirdi ve önüme koydu. Ben koyunu yerken önüme koyunun böbreği gelince:
- Koyun etini severim ama böbrek kısmını fazla severim, dedim.
Benim bu cümlemden sonra ev sahibi genç ortadan kayboldu. Biraz sonra baktım ki, varı yoğu birkaç koyunun hepsini kesmiş böbreklerini pişirip getirdi. Ben şaşkınlık içinde bakakalmıştım.
- Niçin benim için, varın yoğun olan bütün koyunlarını kestin? Ben sana böyle yap demedim ki, sadece koyun böbreğini sevdiğimi söyledim, dedim. Genç ise bana şöyle cevap verdi:
- Bana misafir gelmiş, elimde varken hiç onun sevdiği bir şeyi ikram etmemek olur mu? İşte o genç benden daha cömerttir.
Bunun üzerine Hatem-i Tai'ye sordular;
- Peki onun bu ikramına karşılık siz bir şey yaptınız mı?
- Yapmaz olur muyum? Ona üç yüz deve ayrıca, beş yüz de koyun gönderdim.
Dediler ki "Sen ondan daha cömertmişsin."
Hatim-i Tai şöyle dedi:
- Hayır, o benden daha cömert. Çünkü o, bana nesi varsa ikram etti. Oysa benim gönderdiklerim malımın çok az bir kısmıdır.
Efendimiz'in (s.a.v.) şu hadisi sanki bu anlayışı özetliyor:
"Cömertlik kökü Cennette, dalları dünyada olan bir ağaçtır. Kim dünyada bu ağacın dallarına tutunursa, bu dal onu cennete götürür. Cimrilik ise kökü cehennemde, dalları dünyada olan bir ağaçtır. Kim bu dünyada bu dallara tutunursa, bu dal onu ancak cehenneme götürür."