Maturidi'ye göre hareket noktamız nakil ve akıl olmalıdır. Ona göre 'nakil'den maksat Kur'an ve sünnettir. Yani hadislerdir. Mutezile'nin akıl ile nakil (Kur'an ve sünnet) çelişirse nakli (Kur'an ve sünnet) bırakıp aklı öne almalarına şiddetle karşıdır. Maturidi akıl ve nakli uzlaştırır. Mutedildir. Tekfirden sakınır. Maturidi aklın en güçlü ayırıcı aygıt olduğunu söyler. O'na göre Kelime-i Şehadet ve kıbleye dönüş mümin olmayı gerektirir.
Fıkhi bakışı: Fıkıhta Hanefilere tabidir. Fıkıhta metodolojisi nakil (Kur'an ve sünnet) ve akıldır. Kıyasa önem verir. Rey (Kur'an, sünnet, akıl, kıyas metodunu esas alanlar) ekolünden sayılır.
Fıkıhçıların çoğu gibi onun da görüşleri: Kur'an, sünnet, hadis, icma, sahabe sözleri, kıyas, fıtrata güzel gelen ilkeler (istihsan) ve Kur'an ve sünnete uygun olmak koşuluyla (veya zıt olmak şartıyla) eski milletlerin şeriatı; temelinde sistemize edilmiştir.
Tefsir anlayışı: Kur'an tefsirinde tefsir kelimesi yerine te'vil kelimesini kullanması manidardır. Ona göre tefsir en doğru ve en sağlıklı görüştür. Kur'an'la ilgili. Bunu söylemek zordu. Çünkü tefsirde her an yanılabiliriz. Ancak te'vil, ihtimali yaklaşımı işaret ettiği için daha ihtiyatlıdır.
Görüşleri dikte ettirmede Kur'an'ı kullanmayı kabul etmez. Ki bu son derece önemlidir. Çünkü o, bu bakışlarıyla Kur'an'ı tefsir ederken sünneti sahabe bakışını dışlayan ve - kendi aklını esas alan saptırıcılara en anlamlı cevabı vermiş oluyor. Te'vil kelimesini seçmesi de bu açıdan manidardır. Zira Yüce Allah'ın muradını açıklamada yanılabiliriz kanaatindedir. Ayete ayetle, ayeti hadislerle, lügatle tefsir ederken; esasen hadislere dayalı olan esbabı nüzulu önemser.