En ümitsiz olunan zamanlar, bazen umudun en anlamlı olduğu zamanı da içinde barındırır. Güneydoğu'da hissettiğim bu.
Teyzemin vefatı dolayısıyla 3 gün Diyarbakır'daydım. Taziyede oturdum.
Gelen her kalabalık, Fatiha ile oturdu, Fatiha ile kalktı. Güneydoğu'da en diri olan duygu 'din' paydasıdır. Camiler dolu. Gençlerin gözlerinde ışıltı var. En aykırı gibi görünen ortamlardan geçerken bizi gören insanların kürsü ve sandalyelerinden fırlayıp sizinle kucaklaştıklarını görebiliyorsunuz. Bu yeni bir şey değil elbet.
Oraya; hem manevi, hem maddi yatırım lazım. Ortaokuldan lise seviyesinde İslam kardeşliğini, ümidi, umudu, gençlerden ne beklediğimizi konferanslarla işlemek zamanı.
İnsanlar tatlı bir söz duymak istiyor.
Onlara dokunalım. Şiddet ile halkın bir olmadığını, onlara sevgiyle öyle baktığımızı hissettirelim.
Kapıları halka açalım. İstediklerini yazıp atacakları 'kardeşlik kutuları' kurduralım.
Önemsendiklerini hissetsinler.
Güneydoğu'da kulağa en hoş gelen kelime 'Muhammed (s.a.v.)' kelimesidir.
Bilip ona göre oraya kenetlenelim.