Münafık ile zıt inancı aynı yürekte taşıyan insanlar için kullanılan bir tabirdir. Eskiler; bunlara içi puthane, dışı cami olarak tarif etmişlerdir.
Görüntüde Müslüman görünüp aslında İslam'a inanmayan insanlara münafık denilir. Hz. Peygamber (s.a.v.) zamanında Medine'de münafıklar daha çok olmuştur. Çünkü münafıklar İslam hâkimiyetinin daha güçlü olduğu dönemlerde ortaya çıkarlar.
Açık şekilde din düşmanlığı yapamadıkları için sureti hak'tan görünüp gizliden her türlü çirkinliği ve ihaneti yaparlar.
İnançta münafık olanlar Müslüman değillerdir. Müslüman yanında 'sizdeniz' derler. Kendi kendilerine kaldıklarında ise; onlarla alay ettik derler.
Çağımızda münafık çoktur.
Hayli yaygınlar. Münafıklar ben de Müslüman'ım ama cümlesini bolca kullanır.
Tabii her bu cümleyi kullanan münafık olmaz. Münafıklar zayıf olduklarında yaltaklanırlar. Çaresiz görünürler.
El avuç ovuştururlar. Samimi görünürler.
Güçlü olduklarında ise dişlerini gösterirler.
İçerdeki putu dışarı çıkarırlar.
Medine'de inen ve on bir ayetle kısa sure görünümünde olan 'Münafikun' suresinin ilk 6 ayeti bunların profilini sergiler;
1. (Ey Muhammed!) Münafıklar sana geldiklerinde, "Senin, elbette Allah'ın peygamberi olduğuna şahitlik ederiz" derler. Allah senin, elbette kendisinin peygamberi olduğunu biliyor.
(Fakat) Allah o münafıkların hiç şüphesiz yalancılar olduklarına elbette şahitlik eder.
2. Yeminlerini kalkan yaptılar da insanları Allah'ın yolundan çevirdiler.
Gerçekten onların yaptıkları şey ne kötüdür!
3. Bu, onların önce iman edip sonra inkâr etmeleri, bu yüzden de kalplerine mühür vurulması sebebiyledir. Artık onlar anlamazlar.
4. Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerine kulak verirsin. Onlar sanki elbise giydirilmiş kereste gibidirler. Her kuvvetli sesi kendi aleyhlerine sanırlar.
Onlar düşmandır, onlardan sakın! Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan) çevriliyorlar!
5. O münafıklara, "Gelin, Allah'ın Resülü sizin için bağışlama dilesin" denildiği zaman başlarını çevirirler ve sen onların büyüklük taslayarak uzaklaştıklarını görürsün.
6. Onlara bağışlama dilesen de, dilemesen de onlar için birdir.
Allah onları asla bağışlamayacaktır.
Çünkü Allah, fasıklar topluluğunu doğru yola iletmez.
(Münafikun, 1-6) Bunlara karşı dikkatli olmak lazım. Bunlar Müslümanların en mahremine kadar sızarlar. Müslüman idarecileri yönlendirmeye çabalarlar.
Gaye İslam'a ve Müslüman'a zarar vermektir. Dış görünüşleri ayetlerin dediği gibi sizi aldatabilir. Onların iç yüzlerini yüzlerinden okursunuz.
Aman bu tiplere dikkat edin.
Münafık kötülüğü emreder ve iyiliğe engel olur. (Tevbe, 67)
Münafık insanların namuslarını lekelemekten uzak durmaz. (Nur, 11)
Münafık kötü söz yayar. Zann ile hükmeder ve boş zannın -sözün peşinden koşar. (Hucurat, 6)
Münafık, ikiyüzlüdür. İki dillidir. İki kalplidir. (Bakara, 14)
Münafık, yalan söyler.
Yalancılığı meslek haline getirir.
Yalan yeminlerde bulunur. (Münafıkun,1)
Münafık, Allah'ın adını anarak yemin eder. Yüce Rabbin adını istismar aracı yapar. (Mücadele, 14; Tevbe,74)
Münafık, ahdi bozar. Sözünde durmaz. Kendince tuzak kurar ama kurduğu o tuzağa kendi düşer. (Tevbe, 75)
Münafık namaz kıldığında gösteriş yapar. Allah'ı çok az zikreder.
İbadetinde gösterişten uzak durmaz. (Nisa, 142)
Münafık kibir sahibidir.
Bağışlanma dilemekten bile uzak durur. (Münafikun, 5)
Münafık, kalbinde olmayanı diliyle söyler. Dilinde olanı ise kalbine yerleştirmez. (Fetih, 11)
Münafık, düşmanlık yaptığında zalimce davranır. İlkesizce davranır.
Aşırıya gider. İnsafı terk eder. (Bakara, 178, 194; Maide, 94)
Münafık, şeytanın oyununa gelir ve Allah'ın bağışlayacağı ile kendini avundurur.
Daha zamanım var diye kendini kandırır. (Hadid, 13)
Münafık, yapmadığı şeylerle övünür. Önce kendini sonra çevresinde olanları kandırır. (Al-i İmran, 188)
İnanıyorum ki şu anda bu şartları okuyan hiçbir kardeşimizde bu hastalıklar yoktur. Çünkü bu hastalıklar kişiyi amelde münafıklıktan imanda münafıklığa doğru hızla sürükler. Kelime-i şehadet getiren hiçbir kardeşimizi bu kategoride görmeyiz inşallah.