Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NİHAT HATİPOĞLU

Ben de var mıyım ey Allah’ın elçisi?

Hicret zamanı gelmiştir. Gündüzün en sıcak anıdır. Bu vakitlerde Hz. Peygamber (s.a.v.) evden pek çıkmazdı. Biraz serinlik gelinceye kadar. O (s.a.v.), ya sabah erkenden çıkar veya güneşin etkisini kaybetmeye başladığı ikindi vakti çıkardı. Ama işte bugün güneşin en kızgın anında yoldadır. Yönü dostu Hz. Ebu Bekir'in evidir. Kapıyı çalar. Hz. Ebu Bekir kapıyı açar. Karşısında Peygamberimizi görünce heyecanlanır. Sevinir. Ama bu alışık olunmayan bir vakitte geldiği içinde ürperir. Yoksa önemli bir sıkıntı mı var? Resulullah'a (s.a.v.) yer düzenler, otursun diye. Efendimiz (s.a.v.) Hz. Ebu Bekir'e; "Odayı boşalttır, kimse kalmasın der. Hz. Ebu Bekir, ya Resulullah bunlar benim kızlarımdır. (Hz. Aişe ve Hz. Esma'yı kastediyor) Bunlardan söz çıkmaz. Endişelenmeyiniz. Buyurunuz. Hz. Peygamber (s.a.v.) oturur. Sonra ağır ağır konuşur: "Ebu Bekir, Allah benim Mekke'yi terk etmeme ve hicrete koyulmama müsaade etti."
Bu sözlerden dolayı fazlasıyla heyecanlanan Hz. Ebu Bekir, Peygamberimizin yanına diz çöktü. Resulullah'ın (s.a.v.) gözlerinin içine bakıyordu. Beklediği bir cevap vardı ki, henüz onu duymamıştı. Büyük bir heyecan ve aşkla sordu: "Ben de seninle miyim? Ben de seninle var mıyım?" Resulullah (s.a.v.) gülümseyerek: "Evet Ebu Bekir. Sen de benimlesin." Cevabını verdi. Hadisenin bundan sonrasını Hz. Aişe'den dinleyelim! Allah'a yemin olsun ki bir insanın daha önce sevinçten ağladığına hiç şahit olmamıştım. Sadece o gün şahit oldum. Babam Resulullah'la (s.a.v.) yola çıkacağını öğrenince o kadar sevindi ki sevincinden ağlamaya başladı."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA