* S. 1- Domuzun vücudundan alınan bir parça kalp kapakçığına koymak üzere hastaya nakledilebilir mi?
Domuz etinin yenmesi haramdır. Kur'an-ı Kerim'de 4 ayette bu yasak yer almıştır. Tıbbi ihtiyaç halinde domuzdan alınan bir parçanın insanın içine nakledilmesi sakıncalı değildir. Çünkü zaruretler -zorunlu ihtiyaç giderilinceye kadar ve zorunlu ihtiyaç miktarınca- haram olanı mubah hale getirir. Yeter ki bu haram olan şeyin bir alternatifi olmasın. Domuz kapakçığını takmak da bu anlamda zaruri bir tedavidir.
* S. 2- İnsan sadece Allah'a ve Hz. Peygamber'e (s.a.v.) iman etse, ama hiç ibadet yapmasa cennete girer mi?
Yüce Allah'a (c.c.), Hz. Peygamber'in (s.a.v.) onun son peygamberi olduğuna ve Kur'an-ı Kerim'deki her ayete şüphesiz iman eden bir Müslüman, günahı ne kadar çok olursa olsun -cezasını çektikten sonra- mutlaka cennete girer. Hiçbir Müslüman sonsuza kadar cehennemde kalmaz.
* S. 3- Anlamını bilemediğimiz ayetleri okuyunca sevap almaz mıyız?
Kur'an-ı Kerim Arapça indirilmiştir. Arap olmayanlar, mealini ve tefsirini okuyarak bu ayetlerin ne anlama geldiğini öğrenirler. Hayatlarına tatbik ederler. Bununla beraber, anlamını bilemezseniz de Kur'an-ı Kerim'i okumak sevaptır ve manevi doyum vesilesidir. Çünkü Kur'an-ı Kerim'in her harfi için bir sevap alınacağını Peygamberimiz haber vermiştir.
* S. 4- Organ naklinde din farkı önemli midir?
İnsanların vücudu bir elbise gibidir. Ruh içinde bulundukça ruhun hizmetine göre iş görür. İmanla veya imansızlıkla nitelenen bu organlara yön veren ruhtur. Çağdaş fıkıhçılardan Yusuf Kardavi'nin de bakışı (Kardavi, feteva muasire, c.2, s. 538) da böyledir. Buna göre bir Müslüman'ın organını Müslüman olmayana, Müslüman olmayanın organını da bir Müslüman'a nakletmekte bir sakınca yoktur.
* S. 5- Vakıa suresinin ne için okunacağına dair bir bilgi var mı?
Elbette her sure her zaman okunur. Ancak vakıa suresinin fakirliğe engel olacağına dair peygamberimizin (s.a.v.) hadisleri vardır.
* S. 6- Seferide namazı mutlaka kısaltmak zorunda mıyız? Sünnetleri kılmayacak mıyım?
Seferide namazları kasr etmek -yani 4 rekatli farzları 2'şer rekat kılmak- bir ruhsattır. Gerçi seferdeyken farzları tam kılmayı mekruh gören alimler vardır. Ancak bununla beraber, genel anlamda alimler namazların istendiği durumda tam kılınabileceğini belirtmiştir. Yani dört rekatli farzları dilerseniz tam, dilerseniz 2'şer rekat kılarsınız. Ancak sünnetler tam kılınır. Sünnet terk edilmez veya kısaltılmaz.